27 Mayıs 2014 Salı

Bir Blog Yazarı Okurlarından Ne Bekler?

Bu yazı, Vural Egemen Sarıgöz tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.

Her okuyucu blogdan ve Blog Yazarından bir şeyler bekler. Beklemekte de haklıdır. Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda biz Blog Yazarlarının da blog okuyucusundan bazı beklentilerimiz vardır. Bunları beklemek bizim de hakkımızdır. Ülkemizde Blog Yazarı sayısı her geçen gün artıyor lakin nitelikli Blog Yazarı dediğinizde bu sayı çok aşağılara düşüyor. Özellikli ve nitelikli Blog Yazarlarının ortak noktası şudur ki; hepsi özveri ile içerik üretirler. Bizim gibi para kazanan Blog Yazarlarına sorun, ilk başlarda para kazanmak şöyle dursun, uykusuz geçen gecelerin, tüketilen kafeinlerin, bıkmadan usanmadan kodlarla boğuşmanın haddi hesabı yoktur.



Peki bir Blog Yazarı Okurlarından Neler Bekler?

Yorum yazmasını ister!

Yazdığımız her yazı için emek harcarız. Araştırma yaparız. Her şeyden önemlisi bildiğimiz bir konuda başkalarını aydınlatır, bilgilendiririz. Blogumuzu ziyaret edip yazdığımız makalelerden faydalanan okurumuzun en azından faydalandığı konuya ahde vefa örneği olarak bir yorum yapmasını beklemek en doğal hakkımız olsa gerek.

Yazılarının Sosyal Medyada paylaşılmasını ister!

Her Blog Yazarı, yazılarının en çok okuyucu sayısına ulaşmasını ister. Her okuyucu bir motive kaynağıdır. Ne kadar çok okunursa bir yazı , bir sonraki yazının kalitesini arttırır. O yüzden blogumuzu ziyaret edip, yararlandığınız yazıyı kendi sosyal ağ hesaplarınızda paylaşarak arkadaşlarınızın da o yazıdan haberdar olmasını sağlayabilirsiniz. Sosyal ağlardaki paylaşımlarınız Blog Yazarına çok çok fayda sağlayacaktır. O yüzden her Blog Yazarı yazılarının paylaşılmasını, Tweet atılmasını ister.

E-Posta Abonesi çok olsun ister!

E-posta aboneleri Blog Yazarı için vazgeçilmezdir. Yazısını yazmadan önce abone sayısına göre motive olan ve yazısının en az abone sayısı kadar kişiye ulaşacağını düşünen Blog Yazarı mutlu olur. Bir insanı mutlu etmek sevaptır. Allah'da sizi sever :) Size faydalı olan blogların e-posta aboneliğine kayıt olarak o blogda yayınlanacak her yeni yazıda e-mail yoluyla haberdar edilirsiniz. Bu size zamandan tasarruf kazandırır. Sadece yeni konu eklendiğinde yada ihtiyacınız olduğunda o blogu ziyaret edersiniz.

Link verilmesini ister! Aslında bir çok blogun okuyucusu yine Blog Yazarıdır. Mutlaka kıyıda köşede kalmış da olsa bir blogu vardır ve bu bloguna bizim için bir link verse mükemmel olur. Madem blogdan faydalanıyorsunuz o halde sizin de bir katkınız olsun demek istemeyiz ama link verirseniz de hayır demeyiz. Sitenizin sidebarında, footer kısmında çok fazla yer işgal etmeyecek bir köşesine beğendiğiniz ve takip etmek istediğiniz bloglara katkı sağlamak için link verebilirsiniz.

En zorunu ister! Bir Blog Yazarını başka hiç bir şey bir blogda kendisi hakkında yazılan yazı kadar mutlu edemez. Örneğin, ben sevdiğim,takip ettiğim,takdir ettiğim Blog Yazarlarını onure etmek, onlara bir nebze olsun katkı sağlamak için blogumda özgün tanıtım makalesi yayınlarım. Daha önce Blog Hocam için tüm samimi duygularımla bir tanıtım makalesi hazırlamıştım. Blog Hocam Nedir? isimli yazı ile Blog Hocam'ı daha önce duymamış olan okurlarıma tanıtmıştım.

Son Sözler!

Ben bir Blog Yazarıyım, 2006 sonlarına doğru blog yazmaya başladım. Bugün hatırı sayılır bir web gelirim var  ancak özveri ile geliştirip yaşattığım bloguma yapılan bir yorum kadar mutlu etmiyor. Çünkü yaptığım işin yada hizmetin karşılığında ücretimi alıyorum ve müşteri zaten bu şartlarda benimle anlaşıyor. Tüm samimiyetimle yazdığım yazılarıma samimi bir yorum geldiğinde yada bir okuyucu sosyal medyada paylaştığında ve hatta hakkında başka bir Blog Yazarı bir makale yazdığında mutluluğu zirve yapar. Okuduğunuz,takip ettiğiniz bloglara katkı sağlamak için yukarıdakilerden birini yapmanız yeterlidir. Yabancı Bloglarda yer alan bağış(donate) sistemi ülkemizde yok ve haliyle ülkemizdeki Blog Yazarları reklamlara yükleniyor. Bir zamanlar Türk Blog Yazarları arasında ''bir kahve ısmarlamak ister misiniz'' şeklinde bir kampanya başlatılmıştı ama tutmadı.

Bu yazıyı okuduktan sonra ne yapabilirsiniz! SRGZ Blog'u ziyaret edip herhangi bir yazıya yorum yapabilirsiniz. Herhangi bir yazıyı Sosyal Medya hesaplarınızda paylaşabilirsiniz. E-Posta Abonesi olabilir , yeni yazıların mail adresinize gelmesini sağlayabilirsiniz. Sitenizin herhangi bir yerine link ekleyebilirsiniz. Blogunuzda SRGZ Blog'u yada Blog Hocam'ı tanıtan, anlatan bir yazı yayınlayabilirsiniz.

Vural Egemen SARIGÖZ Srgz Blog - Webtasarım | Teknoloji | Kişisel

23 Mayıs 2014 Cuma

Ücretsiz internet için LINE yükle!

Dünyanın önde gelen mobil platformu LINE, 50MB ücretsiz internet olanağı sağlayarak kullanıcılarının iletişim olanaklarını artırmalarına ve birbirleriyle dayanışmalarına katkıda bulunuyor.  Mesajlaşma, yüksek kalitede sesli ve görüntülü arama, sesli mesaj, fotoğraf ve lokasyon göndermeyi bir arada ve ücretsiz sunan LINE, kullanıcılarına 50 MB’lık interneti ücretsiz sunmakla kalmıyor, aynı zamanda  internet paketi kazananlara isterlerse bunu başkalarına hediye etme olanağı da yaratıyor.

Yalnızca LINE kullanıcılarına sunulan kampanyaya katılmak için çok basit ve eğlenceli bir yol bulunmuş:

Öncelikle telefonunuza LINE’ı indirmeniz gerekiyor: http://line.me/tr/download

 

1) Etkinlik haftası olan 26 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında LINE arkadaşlarınıza en az 3 farklı günde mesaj, sticker ya da fotoğraf gönderin.

2) Mesaj gönderdiğiniz her gün için 1 puan kazanacaksınız.

3) 3 puanı topladığınızda, ücretsiz 50 MB internet sizin olacak!

Gerekli puana ulaştıktan sonra LINE Türkiye resmi hesabı tarafından iki hafta içerisinde bilgi mesajı alacaksınız. Mesajda belirtilen alana internet paketinin yüklenmesini istediğiniz telefon numarasını girmeniz yeterli. İnternet paketi giriş yaptığınız anda geçerli olacak ve 24 saat boyunca kullanılabilecek. Bilgi mesajının size ulaşabilmesi için LINE Türkiye resmi hesabını arkadaşınız olarak eklediğinize emin olun. Bunun için; LINE’ın ana menüsünde yer alan Diğer/Daha Fazlası > Resmi Hesaplar bölümünü kullanabilirsiniz.

50 MB’lık internet paketi, Turkcell abonesi numaralar tarafından kullanılabiliyor.  “Ama benim hattım Turkcell değil” diyorsanız üzülmeyin, bilgi mesajıyla birlikte gelen formu doldururken arkadaşlarınız ya da sevdiklerinizin numarasını girerek kazandığınız internet paketini onlara hediye edebilirsiniz.

Ücretsiz internet paketinize hemen sahip olmak için LINE yükleyin! http://line.me/tr/download

Bir boomads advertorial içeriğidir.

22 Mayıs 2014 Perşembe

Blogların Kurumsal Hali

Günümüzde marka bilinirliğini arttırmak, müşteriyle ve çalışanlarla iletişim kurmanın en etkili yollarından biri blog yazmak. Markalar için kurumsal bloglar artık sosyal medya statejilerinin vazgeçilmez bir parçası. Çünkü kurumsal blogların iletişim ve marka bilinirliği dışında analiz yapabilme, web sitesinin trafiğini artttırma gibi faydaları da vardır ki bu faydaları Facebook, Twitter gibi insaların içerik ihtiyacını karşılayamayan sosyal mecralarda sağlamak mümkün değildir.

kurumsal bloglar

Türkiye’de Markalar Ve Kurumsal Bloglar

 

Kurumsal blogların önemi ve gerekliliği dünyada çoktan kavranmış durumda. Artık neredeyse her markanın, firmanın, küçük işletmenin aktif bir blogu var. Türkiye’de de kurumsal blog kavramı geç de olsa anlaşılmaya ve uygulanmaya başlandı.

 

Kurumsal kavramının ülkemizde de doğru ve yaygın kullanılması için İK profesyonellerin bakışı ve yönlendirmesi çok önemli. Zira şirketler artık daha şeffaf, daha samimi olmak zorunda ve insan kaynağının varlığının çok önemli olduğunu kamuoyuna hissettirmek zorunda. İşte bunu yapacak olanlar da İK profesyonelleri.

Blog dünyasını çok yakından takip eden biri olarak son yıllarda İK bloglarındaki kalite ve sayı artışı dikkatimi çekti. Hatta İK bloggerlarının toplulukları ve organizasyonları bile var. İK çalışanları blog kavramını bu kadar benimsemişken bunu çalıştıkları kurumlara yansıtmamaları beklenemezdi elbette. Nitekim artık Türkiye’de de markaların, firmaların hatta küçük işletmelerin blogları olmaya başladı.

 

Kurumsal Bloglarda Başarısızlık

 

Sorumlu olduğu ve temsil ettiği bir kurusal kimlik olduğu için, kurumsal blog yazmak ve yönetmek çoğu zaman niş ve kişisel blog yazmaktan çok zordur. Türkiye’de de başarısız kurumsal blog örnekleri fazlasıyla mevcut. Kimseyi rencide etmek istemediğim için elbette kişi ve kurum adı vermeyeceğim ama yapılan hatalardan bahsedeceğim.

- Kurumsal blogların en temel başarısızlık nedeni amaçsız ve programsız yola çıkmalarıdır. Kurumsal blogun neden açıldığı ve neyi hedeflediği en baştan net bir şekilde belirlenmeli ve yazar kadrosuyla paylaşılmalıdır ki yazarlar da içerikleri buna göre oluşturup editöryal takvimi belirlesinler.

 

- Kurumsal bloglarda yapılan en büyük hatalardan biri de içerik türünde çeşitlilik yaratamamaktır. Kurumsal bloglarda firmadan haberler, sektörle ilgili bilgiler, ürünlerle ilgili ipuçları, etkinlikler, röportajlar, araştırmalar gibi farklı türde yazılar yayınlanabilir. Ancak bunların homojen ve düzenli olması gerekir.

 

- İnanların ilgisini çekip blogu, dolayısıyla markayı takip etmelerini sağlamak çok zor bir iştir. Bunu blog aracılığıyla sağlamanın yolu ise kaliteli içerikten geçer. Kurumsal bloglarda yapılan en büyük hatalardan biri de içeriğe gereken özeni göstermemektir. Özgün, detaylı, bilgilendirici, zengin içerik oluşturmak kurumsal blogların başarısı için şarttır.

 

- Bir diğer önemli kurumsal blog hatası da bencillik. Bunu her anlamda söylüyorum. Sadece kendinden haber vermek, sadece kendi ürünlerini övmek, blogun muhtelif yerlerine kendi reklamlarını eklemek gibi şeyler blog okuyucusunun ve potansiyel müşterinin kaçmasına neden olabilir.

 

Kurumsal bloglarda yapılan hatalar detaylandırılabilir ve çoğltılabilir fakat bu kadar yeterli deyip biraz da başarılı bloglardan bahsetmek istiyorum.

 

Başarılı Kurumsal Blog Örnekleri

 

Yukarıda da bahsettiğim gibi kurumsal blogların gereksinimini ve önemini fark eden kurumlar birer birer bloglarını açmaya başladılar. Bunlar arasında blogunu çok etkili kullanarak tabiri caizse blogun etinden, sütünden, yününden faydalanan başarılı firmalar var. Bunlara Turkcell, GittiGidiyor ve Carte d’Or örnek verilebilir. Bu tür kurumsal firmaların yanı sıra küçük işletmeler arasında da blogunu etkili kullananlar yok değil. Cepfit.com isimli dikey e-ticaret sitesi de bunlara güzel bir örnek.

 

Henüz çok fazla içeriği olmasa da Cepfit.com Blog’da doğu işler yapıldığını görebiliyoruz. Bunlardan bahsetmek istiyorum ki bu yazıyı okuyan küçük işleme sahipleri bloglarında neler yazabilecekleri biraz fikir sahibi olabilirler.

 

- Cepfit.com sitesi akıllı telefonlar için koruyucu filmler ve kılıflar satan bir e-ticaret sitesi. Yani müşterileri akıllı telefon kullanıcıları. Eğer akıllı telefon kullanıcısı ne kadar fazla olursa kendilerinden ürün alma ihtimali  de o kadar fazla olur. Cepfit.com Blogu incelediğinizde akıllı telefonlarla ilgili detaylı bilgiler ve karşılaştırmalar yayınlandığını görebilirsiniz.

 

- Cepfit.com Blog’da ziyaretçilerim bilinçli alışveriş yapmalarını sağlayacak yayınlar da var. Örneğin kılıf seçerken dikkat edilecekleri yazmaları müşterilerine verdiği değerin bir göstergesi. Bu da hem satışlarını hem de müşteri sadakatini arttıracaktır.

 

- Kurumsal blogların trafik sağlama konusundaki marifetinden yukarıda bahsetmiştim. Cepfit.com Blog kurumsal blogların bu gücünden de faydalanmak istemiş ve sektörle ilgili önemli aramalara dair detaylı içerikler yayınlayarak arama motorlarından organik trafik kazanmaya yönelik hamleler yapmış. Bolca organik trafik kazandıklarından eminim fakat bunun ne kadarını satışa çevirdiklerini bilemeyiz elbette.

 

Söz Sizde

Sizin takip ettiğiniz veya yazarlık yaptığınız kurumsal bloglar var mı? Kurumsal bloglardan beklentileriniz neler? Bir marka bünyesinde profesyonel olarak blog yazarlığı yapmaya bakışınız nedir?

13 Mayıs 2014 Salı

Blog Çekilişleri Ve Hediyeler

Blogunuzu kısa sürede daha fazla kişiye duyurmanın en etkili yollarından biri blog çekilişi düzenlemek. Bayan blogları arsında çok popüler olan ve neredeyse gelenekselleşen blog çekilişlerini bence tüm blog yazarları denemeli. Neden mi?

- Kısa sürede blogunuzun tanınırlığını arttırırsınız.

- Blogunuzun izleyici sayısını artırırsınız.

- Sosyal medya hesaplarınızdaki takipçi sayınızı arttırırsınız.

- Backlink inşası yaparsınız.

- Online çevrenizi genişletirsiniz.

Yukarıda listelediğim şeyleri gerçekleştirmek için ciddi zaman ve para harcamanız gerekebilir ama bunları blog çekilişleri ve etkinlikleri düzenleyerek çok kısa sürede, çok düşük maliyetlere yapabilirsiniz.

 

hediye
Ben de bugüne kadar Blog Hocam’da bir kaç çekiliş düzenledim. Bazılar etkili oldu, bazılarında ise beklediğim sonuca ulaşamadım. Tüm bu deneyimlerden çıkardığım dersler ise şunlar:

 

- Verdiğiniz hediyelerle katılım şartları birbirini dengelemeli. Yani maddi değeri çok yüksek  bir hediye vermek istiyorsanız katılım şartları biraz daha fazla olabilir ama küçük hediyeler için çok şart koymamalısınız.

 

- Verdiğiniz hediyeler okuyucu kitlenizin ilgisini çekecek türde olmalı. Teknoloji bloguysanız sizi takip edenlerin ilgi alan teknoloji, moda bloguysanız takipçilerinizin ilgi alanı modadır. Hediyeleriniz de bu yönde olmalı.

İşte bu yüzden blog çekilişlerinde en büyük problemlerden biri hediye belirleme işidir. Blog çekilişlerinde verilecek hediyeleri 3 sınıfa ayırıyorum.

 

1. Okuyucu odaklı hediyeler: Bu gruptaki hediyeler okuyucunun ilgisini çekecek, onları memnun edecek ve çekilişe katılım yönünde teşvik edici hediyelerdir. Blogunuzun türü ve okuyucu kitlenizin profiline bağlıdır. İşte bu gruptan birkaç hediye önerisi:

 

- Teknoloji blogları mouse, klavye, USB bellek, taşınabilir bellek, mouse pad, tablet bilgisayar, yazılım, telefon aksesuarları, fotoğraf makinesi, MP3 çalar gibi okuyucu odaklı hediyeler verebilirler.

 

- Moda & kadın blogları çeşitli giyim ürünleri, kozmetik ürünleri, aksesuarlar, parfümler, kişisel bakım ürünleri, küçük ev aletleri gibi okuyucu odaklı hediyeler verebilirler.

 

- Spor blogları maç bileti, spor malzemeleri, spor kitapları, spor DVDleri, spor merkezi üyelikleri, taraftar ürünleri ve outdoor ürünler gibi okuyucu odaklı hediyeler verebilirler.

 

- Kişisel bloglar kitap, film, hobi ürünleri, isme özel yastık, mouse pad, kişiye özel fotoğraf baskılı puzzle, kupa bardak gibi okuyucu odaklı hediyeler verebilirler.

 

2. Sponsor odaklı hediyeler: Bu gruptaki hediyeler çekilişinize sponsor olan firmanın ürünlerini kapsamaktadır. Bazı firmalar blogunuz üzerinden bir çekiliş düzenleyerek kendi ürünlerini veya hizmetlerini hediye etmek böylece tanıtımlarını yapmak isterler. Bu durumda yapabileceğiniz fazla bir şey yok. Sponsorun verdiği hediyelerle yetinmek zorundasınız.

Bazı sponsorlar ise size belli bir bütçe verip hediyeleri sizin seçmenizi isterler. Eğer böyle bir sponsora rastlarsanız çok şanslısınız. Çünkü bu şekilde hem blogunuz, hem sponsor firma, hem de okuyucu nun memnun olacağı sonular elde edebilirsiniz.

 

3. Blog odaklı hediyeler: Bu gruptaki hediyeler ise tamamen blogunuzun tanınırlığını ve itibarını arttırmaya yönelik hediyelerdir. Üzerinde blogunuzun loosunun ve adresinin bulunduğu promosyon kupa, duvar saati, mouse pad, tişört, USB bellek, kalem, anahtarlık, çakmak, şapka gibi hediyeler blog odaklı hediyelerdir.

Blog odaklı hediye verdiğiniz çekilişlerden verim almanın püf noktası ise katılımı kolay tutmaktır.

9 Mayıs 2014 Cuma

Biri Girişimcilik Mi Dedi?

Hakkımda sayfamı dikkatli okuyanlar blog yazarlığı, SEO, sosyal medya, dijital pazarlama, girişimcilik ve kişisel gelişim konularıyla ilgilendiğimi, bu konularda hem Blog Hocam, hem de diğer bazı bloglar için içerik ürettiğimi bilirler.

Ben de yakın zamanda faaliyete geçecek konsept restoranımla birlikte bu yaşıma kadar ki en büyük girişimimi gerçekleştireceğim. Sanırım ciddi bir girişimci adayı olduğum için son zamanlarda yurt içi ve yurt dışındaki girişimcilikle ilgili gelişmeleri takip ediyor, blogları okuyorum.  Bu sayede de benim gibi girişimcilikle ilgilenen pek çok yeni arkadaşla tanıştım. Blogumu bilenler veya ben bahsettikten sonra öğrenenler hep aynı tepkiyi verdiler... “Neden dijital ortamda bir proje düşünmüyorsun?”

Bu tepkilerin de etkisiyle hep aklımın bir köşesinde olan internet girişimlerini son zamanlarda incelemeye başladım. Kim neyi nasıl yapıyor? Başarılı girişimlerin sırları neler? Ne tür bir proje boşluğu var? İnsanların ihtiyaçları neler?

Bu sorulara yanıt arayıp yeni fikirler üretebilirmiyimin peşinde koşarken gerçekten harika projelerle karşılaştım. Girişimci adayları hep tüm köşelerin kapıldığından şikayetçidir ama hala yeni fikirler üretebilen yaratıcı girişimler ve girişimciler var. İşte güzel bir örnek…

Waa2 Dikey Arama Motoru

Aktif internet kullanıcıları otomobil, emlak, kariyer, alışveriş gibi arama portallarını çok iyi bilirler. Bunlardan bazıları tutunca girişimci adayları benzerlerini yapmaya girişir, kimileri başarılı olur, kimileri başarısız…  Fakat aslolan şudur ki bir girişimin başarılı olması için insanların ihtiyaçlarına cevap vermesi gerekir. Dolayısıyla piyasada yeterli sayıda ilan sitesi varken yeni bir tane daha açmanın bir anlamı yoktur. Bunun yerine insanların bu ilan sitelerinin tümüne hümkedebileceği bir proje üretmek daha mantıklıdır. Çünkü insanların buna ihtiyacı vardır.

waa2

Yeni tanıştığım Waa2 isimli proje tam da bu ihtiyacı gidermeye yönelik hazırlanmış dikey bir arama motoru. Waa2 ana sayfasını ziyaret ettiğinizde basit ve anlaşılır bir arayüzü olduğu için ne işe yaradığını zaten çok iyi anlayacaksınız ama ben biraz bilgi vermek istiyorum.

Waa2, araba, ev, iş, moda ve ürünlerle ilgili ilanları sizin için tarayıp en uygun sonuçları veren bir arama motorudur. Waa2 sayesinde tek tek siteleri taramanıza gerek kalmadığı için ciddi bir zaman tasarrufu sağlarsınız. Üstelik raporlama özelliği sayesinde istediğiniz aramalar belirli periyotlarla size e-mail olarak gönderilir. Böylece yeni bir sonuç var mı yok mu diye tekrar tekrar arama yapmanıza gerek kalmaz.

Birkaç örnek aramayla Waa2 arama motorunun performansını test edelim isterseniz…

Örneğin benim de asıl mesleğim olan Metalurji Ve Malzeme Mühendisliği ile ilgili iş alanlarını arayalım. Bunun için Waa2’yi ziyaret edip iş arama kısmına “metalurji ve malzeme mühendisi” yazıyorum.

iş arama motoru


Gördüğünüz gibi farklı yerlerdeki “metalurji ve malzeme mühendisliği” ile ilgili ilanlar kısa sürede listelendi. Sonuç sayfasının sol tarafında detaylı arama ve filtreleme yapmanız da mümkün.

Araba arama bölümünde bir deneme yapıp Honda Civic şeklinde bir arama yaptığımızda yine farklı ilan sitelerindeki Honda Civic ilanları hızlı bir şekilde karşımıza geliyor. Soldaki filtreleme bölümünden istediğimiz özellikte araçları görebiliyoruz.

araba arama motoru
Ev arama bölümünde ise kiralık ve satılık seçeneklerinden birini seçip anahtar kelimeyi yazarak arama yapabiliyorsunuz. Örneğin ben oturduğum semt olan Beylikdüzündeki ilanlar için arama kutusuna “beylikdüzü” yazıyorum. Sonuçlar arsında detaylı filtreleme yapmak ev arama motorunda da mümkün.

ev arama motoru
Geleleim daha çok bayanları ilgilendiren moda arama motoruna. Waa2’nin moda arama bölümü çok detaylı bir arama yapıyor ve istediğiniz ürünün en ucuz nerede olduğunu bulmanızı sağlıyor. Üstelik ürünleri ucuzdan pahalıya göre sıralama özelliği de var.

moda arama motoru
Örneğin ceket diye bir arama yaptığımızda sonuç sayfasındaki sıralama seçeneklerini kullanarak en ucuz ve en yeni ürünlere kolayca ulaşabiliyorsunuz.

Bir arama da ürünler arama motorunda yapalım. Bunun için Waa2’yi ziyaret edip ürün arama kısmına “led tv” yazıyorum.

ürün arama motoru
Led TV sonuçlar yine hızlı bir şekilde listeleniyor ve farklı sitelerdeki farklı led tvlere kolayca ulaşabiliyoruz.

Waa2 arama motoru, algoritması sayesinde veri tabanına sürekli yeni bilgiler eklediği için arama sonuçları her geçen gün güncellenebiliyor. Bu güncellemeleri takip etmek, yeni eklenen sonuçlardan haberdar olmak için Waa2’nin Alert özelliğini kullanabiliyoruz.

waa2 alert
Yaptığınız aramalardan sonra açılan sonuç sayfasının en altında yer alan forma e-posta adresinizi yazıp kaydolduğunuzda yeni sonuçlar e-posta adresinize otomatik olarak gönderilecek. Bu da ciddi bir zaman tasarrufu ve kolaylık demek.

 

Waa2 Moda
https://www.facebook.com/modawaa2
http://twitter.com/waa2moda

 

Waa2 Turkiye
https://twitter.com/Waa2Tr
https://www.facebook.com/waa2tr


Söz Sizde
Projeyi nasıl buldunuz? Sizce de insanların ihtiyacını karşılamaya ve hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik bir proje değil mi?

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Trafik Kaynakları

Blogumuza çeşitli kaynaklardan ziyaretçiler geliyor. Blogunuzdaki bu ziyaretçi akışına web dilinde trafik diyoruz. Peki trafik kaynaklarının neler olduğu hakkında bilginiz var mı? Aşağıda çeşitli trafik kaynakları hakkında bilgi vermeye ve fikirlerimi yazmaya çalıştım.

trafik

Organik Trafik

Arama motorlarında yapılan çeşitli aramalarda çıkan sonuçlardaki yazılarınıza tıklanarak gelen trafiktir. Özellikle çok sayıda yazısı olanlar, yazıları düzenli olarak indexlenen ve SEO çalışması yapmış olan blogların 1 numaralı trafik kaynağıdır.

Arama motorlarında bazen çok alakasız aramalarda bile blogunuz çıktığı için organik trafiğin dönüşüm ve etkileşim oranı düşük olabilir. Arama motorları vasıtasıyla blogunuza ulaşan ziyaretçileri düzenli okuyucuya çevirmek zordur.

Organik trafik hacmini ve dönüşüm oranını arttırmak için kapsamlı bir anahtar kelime araştırması yapılmalı ve hedeflenen kelimelerde üst sıralarda çıkmak için optimizasyon çalışmaları yapılmalıdır.

 

Yarı Organik Trafik

Bu kavram ilk kez duyuyor olabilirsiniz. Endişelenmeyin, çok normal. Çünkü bu kavram tamamen benim uydurmam :) Anlamı ise arama motorlarında blogunuzun ismini yazarak arama yapanların ziyaretiyle oluşan trafik.

Teknik olarak organik trafikle aynı olsa da ikisini ayırmak istedim. Çünkü organik trafikle gelen ziyaretçiler muhtemelen blogunuzu İlk kez ziyaret ediyorlardır ve bir daha ziyaret edip etmeyecekleri belli değildir. Yarı organik trafikle gelen ziyaretçiler ise bilinçli ve düzenli okuyucularınızdır. Zaman zaman arama motorlarına bloguzun adını yazarak ziyaret ederek yeni yazı olup olmadığına bakarlar.

Yarı organik trafiği arttırmak biraz da marka olabilmekle ilgili. Blogunuzun ismi insanların zihninde yer etmeli ki arama motorlarına yazıp arasınlar. Ayrıca çok kaliteli ve benzersiz içeriğiniz olmalı, yazılarınız insanlarda merak uyandırmalı, blog isminiz kısa ve akılda kalıcı olmalıdır. Blogunuzun ismi arandığında ilk sırada çıkmanız gerektiğini yazmama gerek yok sanırım.

 

Direkt Trafik


Direkt trafikle blogunuzu ziyaret eden kişiler blogunuzun en sağlam okuyucularındandır. Direkt trafikle gelenler blogunuzun adresini tarayıcının adres satırına yazarak veya sık kullanılanlar listesinden blogunuzu seçerek gelirler. Yani hedefleri bellidir, blogunuz…

Direkt trafiğinizi arttırmak için aynı yarı organik trafikte olduğu gibi markalaşmanız çok önemli. Blogunuzun adresi kısa ve akılda kalıcı olmalıdır ki insanlar direkt adresi yazarak blogunuzu ziyaret etsinler. Bu yüzden blogspot yerine özel alan adı yani domaini olan bloglar daha avantajlıdır.

Direkt trafik sağlamanın diğer bir yolu da yazılarınızın veya blogunuzun ana sayfasının kullanıcılar tarafından tarayıcının favoriler (sık kullanılanlar) listesine eklenmesidir. Bunun için de tabiri caizse başucu eseri niteliğinde detaylı rehber içerikler oluşturmanız gerekir.

Sosyal Trafik

Son yıllarda blogların en önemli trafik kaynaklarından biri haline gelen sosyal trafik, sosyal medya hesaplarınızda paylaştığınız linklere tıklayarak blogunuza ulaşan ziyaretçileri kapsar. Sosyal medya hesaplarınızdaki takipçi sayınız ve kaliteniz, sosyal trafik hacmine doğrudan etki eder.

İnsanlar blogları artık Facebook, Twitter, Google+ gibi sosyal ağlar üzerinde takip etmeye başladı. Popüler sosyal ağlarda blogunuz için hesaplar oluşturarak ve ana sayfanızda bu hesaplara bağlantı vererek RSS, e-posta veya diğer yollarla blogunuzu takip etmek istemeyenlere alternatif takip yolları sunabilirsiniz.

Sosyal trafiğinizi arttırmak için hedef kitlenizin yer aldığı sosyal ağlarda hesap açarak bu hesaplardaki takipçi sayınızı arttırmalı ve paylaşımlarınızı optimize etmelisiniz. optimize etmek derken aynı yazıyı farklı gün ve saatlerde, farklı mesajlarla, linki kısaltarak paylaşabilirsiniz.

 

Viral Trafik

Viral trafik de teknik olarak sosyal trafik gibidir yani kullanıcılar blogunuza sosyal medya platformlarından uılaşırlar. Sosyal trafikle aradaki fark trafiğin sizin değil başkalarının sosyal medya hesaplarından gelmesidir.

Bir tweetiniz retweet edildiğinde veya Facebook sayfanızda yayınladığınız bir yazınız paylaşıldığında retweetleyen ve paylaşan kişinin takipçileri de yazınıza ait linke tıklayarak blogunuza ulaşır. Buna kısaca vira etki diyebiliriz.

Viral trafik için diğer bir yöntem de blogunuza eklediğiniz sosyal paylaşım butonlarıdır. Okuyucular yazılarınızın altında veya üstünde yer alan sosyal paylaşım butonlarını kullanarak yazıyı sosyal medya hesaplarında paylaşırlar. Böylece yazınız sadece kendi takipçilerinize değil, takipçilerinizin takipçilerine de ulaşır.

Viral trafik için sosyal medya etkileşiminizi arttırmalı, insanlarla samimi ve iyi ilişkiler kurmalı, blogunuza mutlaka ama mutlaka sosyal paylaşım butonları eklemelisiniz.

 

Yönlendirme Trafiği

Başkala sitelerde yer alan linkinize tıklanarak sağlanan trafik yönlendirme trafiğidir. Toplistlerde, imleme sitelerinde, forumlarda, diğer bloglarda veya internet sitelerinde insanları blogunuza yönlendiren bir link veya banner yönlendirme trafiği oluşturur.

Yönlendirme trafiği 2 şekilde oluşur. Birincisi sizin çeşitli yerlere linkinizi bırakmanız. İkincisi ise başkalarının sizin blogunuza link vermesi yani refere olması.

Yönlendirme trafiğini arttırmak için diğer bloglarla link değişimleri yapabilir, forumlara ve bloglara yorumlar yazabilir, çeşitli dizinlere ve imleme sitelerine blogunuzu ekleyebilirsiniz.


E-Mail Trafiği

E-postalarda yer alan linklerinize tıklayarak blogunuza ulaşan ziyaretçileri kapsar. 3 şekilde gerçekleşir. RSS beslemeleriniz e-posta ile abone olanlar, e-posta listelerinize abone olanlar ve e-posta imzaları.

FeedBurner’da RSS beslemelerini e-posta ile alaya yarayan bir özellik var bildiğiniz gibi. Yeni bir yazı yayınladığınızda abonelerin mailine otomatik olarak gönderilir. E-posta beslemelerini özet olarak gönderirseniz, yazının tamamını okumak isteyen aboneler yazı başlığına tıklayarak logunuzu ziyaret etmek zorunda kalırlar.

Diğer bir e-mail trafik yöntemi ise e-posta listeleridir. E-mail marketing çalışması kapsamında çeşitli listeler oluşturabilir ve bu listelere blog yazılarınızın linkini içeren e-postalar gönderebilirsiniz.

Son olarak e-maillerinizde imza olarak blog adresini kullandığınızda buradan da e-mail trafiği  elde edebilirsiniz.

Ücretli Trafik

Ücretli trafik reklam vererek veya it satın alınarak elde edilir. Adwords gibi PPC reklam yöntemleri, popüler sitelerden banner veya advertorial içerik alımları kabul edilebilir ama hit satın alma sitelerini kullanılarak elde edilen trafik hiç bir anlam ifade etmez ve kendini kandırmaktan başka bir şey değildir.

AdWords, blogunuzun reklamının Google’da yapılmasını sağlayan bir reklam programıdır. Belirlediğiniz kelimeler ilgili aramalarda organik sonuçların üstünde ve sağında blogunuz gözükür.

Organik hit sağladığını iddia eden sitelerden ve bu siteleri kullananlardan aslında bahsetmek bile istemiyorum. Sadece başarılar diliyorum :)

 

Söz Sizde

Yukarıda bahsettiğim trafik kaynakları arasında favoriniz ve en değerli gördüğünüz trafik kaynağı hangisi?

29 Nisan 2014 Salı

Blounuzun Gelişip Gelişmediğini Gösteren 6 İşaret

“Blogum ne durumda? İyi yolda mıyım?” gibi sorularla çok çok muhattap oluyorum. Bu sorulara cevap vermek ok zor. Çünkü cevap her bblog için farklıdır ve bu cevabı verecek olan tek kişi o blogun sahibidir.

Aşağıda blogunuzun gelişip gelişmediğini ölçümlyeceğiniz bazı verilerden ve bu verilere nasıl ulaşabileceğinizden bahsettim. Böyece herkes blogunun bir önceki aya ve bir önceki yıla göre ne durumda olduğunu, gelişm gösterip göstermediğini ölçümleyebilir.

gelişim
Blogunuzun gelişip gelişmediğini gösteren 6 işaret:

 

1. Inbound Linkler

 

Blogunua verilen linkler arama sonuçlarındaki sralamanız açısından çok önemli olduğu gibi blogunuzun gelişip gelişmediği konusunda da size bazı fikirler verebilecek bir veridir. Düz mantık kurarsak blogunuzu veya yazılarınızı beğenen insnlar, kendi bloglarında sizden bahseder veya bir şekilde size link verirler. Bunlara inbound link denirr ki bu şekilde başkalarının sizden bahsetmesiyle kazanılan linkler blogunuzun geliştiğine, popüülerleştiğine bir işrettir.

Kazandığınız veya kaybettiğiniz linkleri kolayca görüp karşılaştırma yapabileceğiniz Ahrefs ve MajesticSEO gibi araçlar var ama bunlar kazandığınız linklerin yanı sıra bizzat inşa ettiğiniz linkleri de gösterdiğinden sağlıklı sonuç vermeyecektir. Dolayısıyla manuel yöntemleri denemenizi öneririm.

Manuel yöntemlerin başında ise Google Web Yöneticisi Araçları geliyor. Google Web Yöneticisi Araçlarında oturum açtıktan sonra blogunuzu seçip soldaki menüden Arama trafiği > Sitenize bağlantılar bölümünden blogunuza gelen linkleri görebilirsiniz. Bu bölümü zaman zaman inceleyerek gelen link sayısında artış olup olmadığını öğrenebilirsiniz.

 

2. Yeni Kullanıcılar/Oturumlar

 

Google Analytics kısa bir süre önce veri isimlerinde değişikliğe giderek ziyaret yerine Oturum, ziyaretçi yerine ise kullanıcı kelimesini kullanmaya başladı. Blogunuzun gelişmiyle doğrudan ilgili olan yeni ziyaret ve ziyaretçilere Google Analytics’den bakacağımız için bu isimleri kullanmayı tercih ettim.

Blogunuz gelişiyorsa sosyal medyada, diğer bloglarda, forumlarda hatta arkadaş sohbetlerinde sizden bahsediliyordur. Bu da popülerliğinizin ve tanınırlığınızın arttığı anlamına geliyor. Yani blogunuza yapılan yeni ziyaretler ve ziyaretçiler artacaktır. Google analytics’den yeni oturum ve kullanıcı sayılarını önceki tarihlerle kıyaslayarak blogunuzun gelişiğ gelişmediği konusunda fikir sahibi olabilirsiniz.

Google Analytics’de yeni kullanıcı ve oturum sverilerini görmek için sırasıyla şu adımları izleyebilirsiniz:

- Soldaki menüden Kitle > Genel bakış bölümünü açın
- Ortadaki Genel bakış yazan yerin altından metrik olarak Oturum veya Kullanıcıları seçin
- Sağ üst taraftaki tarih bölümünden Şununla karşılaştır kutucuğunu işaretleyip Önceki dönemi seçin ve uygula deyin
- Gelen grarfikte mavi renkli çubuk son dönemi, turuncu renkli çubuk bir önceki dönemin verilerini gösterir.

 

Bu grafikten gün gün değişimleri karşılştırabileceğiniz gibi grafiğin altındaki tabloladan kullanıcı ve oturum sayısındaki toplam değişimin ne yönede olduğunu da görebilirsiniz. %10 artmış ve %5 azalmış gibi…

3. Abone Sayısı

İnsanlar blogları düzenli takip etmek ve yeni yazıları kaçırmamak için abone olurlar. Bloglara abone olmanın çeşitli yolları olmakla birlikte bunlar arasında en yagınları RSS beslemeleri ve e-posta aboneliğidir. Bunların dışında Google Friend Connect, Bloglovin gibi yöntemler de kullanılsa RSS verilerini ölçümleyebildiğimiz için onlardan bahsedeceğim.

Yazılarınız beğenildikçe insanlar sonraki yazılarınızı merak edecek ve kaçırmamak için yukarıda bahsettiğim abonelik yöntemlerinden birini tercih edeceklerdir. Yani blogunuzun abone sayısı ile gelişim seviyesi doğru orantılıdır.

RSS abonelerinizdeki değişimi görmek için Feedburner aracını kullanıyor olmanız gerekir. İnsanları Feedburner aracılığıyla RSS beslemelerinize abone yaptıktan sonra FeedBurner hesabınıza girip Feed Stats > Subscribers bölümünden tüm günlerdeki abone sayısını görebilir ve artış mı azalış mı olduğunu kontrol edebilirsiniz.

4. Yorumlar

Yazılarınıza yapılan yorumların blogunuzun kalitesiyle, iyiliğiyle, kötülüğüyle hiç bir ilgisi yoktur aslında. Zira günlük binlerce ziyaretçisi bulunan, ödüllü ama yazılarına 1-2 yorum zor alan çok iyi bloglar var takip ettiğim. “Peki listeye neden koydun?” diye sorabilirsiniz. Yorumlar blogunuzun değil ama yazı tonunuzun, iletişim becerinizin ve etkileşim oranınızın geliştiğine bir işaret olabilir.

İnsanlar hangi bloglara yorum yazar? Kendimden örnek vermem gerekirse öncelikle iletişim içinde olduğum, samimiyetine inandığım arkadaşlarımın yazılarına destek verici yorumlar yazdığımı söyleyebilirim. Bunun dışına hiç tanımamama rağmen yazısını takdire değer bulduğum kişilere tebrik ve teşekkür mahiyetinde yorumlar yazıyorum. Üçüncü olarak da ilgi alanımda yazılmış ve tartımaya açık yazılara fikrimi belirten yorumlar yazıyorum.

Kısacası blog yazılarınıza yapılan yorumların artması, insanlara “dokunabildiğinizin” bir işaretidir ve bu da bir blog yazarı olarak geliştiğinizi gösterir bence.

5. Sosyal Paylaşımlar

Sosyal paylaşımlardan kastım yazılarınızın veya blogunuzun sosyal ağlarda paylaşılması. Sosyal paylaşımlar için söyleyeceklerim de 1. maddede inbound linkler ile ilgili söylediklerimden çok da farklı değil aslında. İnsanlar yazılarınızı beğenip faydalı buldukça, sosyal medya hesaplarında faydalı bulurlar ki bu da blogunuzu geliştirdiğinizin bir işaretidir.

Sosyal medyadaki görünürlüğün kolayca ölçülmesini sağlayan profesyonel araçlar var fakat bunlar ajasnslar için piyasaya sürülmüş ücretli araçlar oldukları için size tanıtmayacağım. Onların yerine sosyal medya paylaşımlarını ölçebileceğiniz öanuel yöntemlerden bshsedeceğim.

Öncelikle blog yazılarınızın altına ekleyebileceğiniz ve sosyal ağlardaki paylaşım sayılarını da gösteren sosyal paylaşım eklentilerini önereceğim. Bu eklentilerdi eklediğinizde insanların yzılarınızı sosyal ağlara paylaşmasını kolaylaştıracağınız gibi hangi sosyal ağda kaç kez paylaşıldığını görebilirsiniz.

İLinci olarak ise SharedCount isimli ücretsiz bir araçtan bahsedeceğim. Bu aracın adres satırını her hangi bir yazınızın URLsini yapıştırıp analiz ettiğinizde Facebook, Twitter, Google+, Pinterest, LinkedIn gibi ağlarda kaç kez paylaşıldığını kolayca görebilirsiniz.

6. Hedefler

Yukarıda ki 5 madde tartışmaya açık maddeler. Hatta bazı durumlarda hiç bir şey ifade etmeyebilir o veriler. Fakat bizzat sizin koyduğunuz hedefler ve belirlediğiniz süre içinde bu hedeflere ne kadar yaklaştığınız, bu konun özeti ve en önemli maddesidir.

Geçmşite blogların başarısının nasıl ölçüleceği ile ilgili kısa bir yazı yazmıştım. Orada daüzerinde durduğum bir fikir vardı. Başarı görecelidir ve kişiden kişiye değişir.Hedeflerinizi gerçekleştirdiğiniz kadar başarılısınız!

Bu fikrimin arkasındayım ve blogunuzun gösterdiği gelişimin de en iyi hedeflerinize ne kadar ulaştığınızla ölçülebileceini düşünüyorum.

Blogunuzu oluşturduğunuz ilk gün “sıfır” noktasındasınız. İşte o gün kendinize belli periyolar için bazı hedefler koyarsınız. Örneğin ilk 1 ayda 10 yazı yayınlamak, ilk 1 haftada günlük ziyaretçi sayısını 20’ye çıkarmak… gibi. Günü geldiğinde ise hedeflerinize bakar ve ne kadarını gerçekleştiriğinizi kontrol edersiniz. Eğer hedefinize ulsştıysanız başarılısınızdır ve büyük gelişim göstermişsinizdir. Eğer ziyaretçi sayınızı 20 hedefleyip 5’te kaldıysanız çok az bir gelişim göstermşsinizdir.

Başlangıçta elinizde hiç bir veri olmadığı için hedef belirlmek zordur. Fakat blogunuz birkaç ay yayında kalıp elinize bazı veriler geçtikten sonra hem hedef belirlemek hem de blogunuzun gelişip gelişmediğini ölçmek çok daha kolay olacaktır.

 

Konuyla ilgili fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Hepinize iyi bloglar dilerim!