10 Mart 2014 Pazartesi

Optimizasyon Değil, Hümanizasyon

Blog dünyası SEO, para kazanma, dijital pazarlama, pagerank, backlink gibi kavramlarla tanışmaya başladıktan sonra boyut değiştirdi bence. Anahtar kelime ve SEO kaygısıyla yazılan blog yazılarını okuduğunuzda sanki insanlar için değil de robotlar için yazıldığı hissine kapılıyorsunuz.  Artık kişisel bloglar bile “kişisel” olmaktan çıktı. Samimiyetten uzak, sırf ziyaretçi çekmeye yönelik içeriklerle dolmaya başladı.

Öyle ki tek bir kişinin yazdığı blogu okuduğunuzda “bizi takip edin, bize ulaşın, bize reklam verin, yorumlarınızı bekliyoruz” gibi ibareler yer alıyor. “Siz” kimsiniz?  Herkes biliyor ki o yazıyı “sen” yazıyorsun. Bu da işin ayrı bir boyutu.

Arama motoru optimizasyonu hakkında hem burada, hem de diğer sitelerde pek çok kaynak var, olmaya da devam edecek. Ancak söz konusu bloglar olunca markaların ve reklamverenlerin beklentileri farklı oluyor. “Engagement” dediğimiz okuyucuyla kurulan bağ ve etkileşimin gücü önem kazanıyor. İşte burada yüzlerce, binlerce lira harcanan optimizasyon tekniklerinin hiç bir önemi kalmıyor. Devreye ilişki kurmaya ve samimiyet dayalı bir kavram olan hümanizasyon giriyor.

humanize
Blog Hümanizasyonu Nedir?

Blogunuzu nasıl arama motorları için optimize ediyorsanız, insalar için de hümamize etmeli yani insancıllaştırmalısınız. Bazılarınıza saçma gelebilir ama başarılı blogların ve blog yazarlarının başarılarının altında yatan en büyük sırlardan biri budur.

Gelelim blogunuzu insancıllaştırmak için neler yapabileceğinize.

- Yorumları Yanıtlayın

Okuyucuyla en iyi iletişim kurabileceğiniz yer yorum bölümü. Yorum bölümünün yönetimine dikkat etmenizi öneririm. Spam ve reklam yorumları silip seviyeyi korumak, okuyucuyu yorum yazmaya teşvik edebilir. Yorumlara samimi bir dille cevap vermeli ve yazacağınız cevapla tatmin etmelisiniz.

- Erişilebilir Olun

”Hakkımda” sayfanıza ve blogunuzun muhtelif yerlerine profil resminizi, e-mail adresinizi, sosyal medya hesaplarınızı koymanız, samimiyet ve iletişim açısından çok önemlidir.  “Ben buyum, buralardayım, bana istediğin zaman ulaşabilirsin” mesajını vermiş olursunuz.

- Konversiyonal Bir Dil Kullanın

Yazılarınızda, yorumlarınızda, mesajlarınızda, kısacası okuycuyla iletişim kurduğunuz her platformda samimi, konuşkan, diyalog kurarcasına bir dil kullanın. Okuyucuya karşılıklı konuşuyormuş hissini vermelisiniz. Tabi laubaliliğe kaçmamak şartıyla.

- Hikaye Katın

Teknoloji, sanat, bilim, pazarlama, işletme vs. yazınızın konusu ne olursa mutlaka kendinizden ekleyeceğiniz bir şeyler vardır. Teknik bir bilgi paylaşırken bile o bilgiyle alakalı hayatanızdan küçük bir anekdot eklemek yazıyı özgün kılacağı gibi blogunuzu hümanize edecektir. Hatta son zamanlarda pazarlama dünyasına giren  “storytelling” kavramı en etkili satış & pazarlama stratejilerinden biri olarak görülüyor.

- Google Authorship’e Geçiş Yapın
 
Google Authorship’e geçiş yaptıktan sonra, arama sonuçlarında çıkan yazılarınızda o yazının tarafınızca yazıldığı belirtilecek ve profil resminiz gözükücektir. Google Authorship arama sonuçlarına arasında dikkat çekerek tıklanma oranını arttıracağı gibi blogunuzun hümanizasyonuna da katkı sağlayacaktır.

Not: Hümanizmi hepimiz biliyoruz fakat hümanizasyon kelimesi tamamen benim uydurmam. Literatürde böyle bir kavram var mı yok mu gerçekten bilmiyorum :)

7 Mart 2014 Cuma

Algı Yönetiminin Blogger'a Şok Etkisi

Bu yazı, Çerezlerim Blog’un sahibi Muhammed Özer tarafından Blog Hocam için yazıılmıştır.

 

Sizlere bugün bu yazımda çok daha spesifik bir konu olan "Algı yönetimi" ve algılama yönetimi olarak da adlandirilabilen bu kavramın, blogculuk ve blogger dünyasında nasıl bir etki bıraktığını örnekler eşliğinde izah etmeye çalışacağım. Sürç-ü lisan edersem affola.

 

Algı Yönetimi Neyi İfade Etmektedir?

Bugün Google’a algı yönetimi yazdığımızda 532.000 sonuç çıkabilmektedir. Pek duyulmamış olan, ancak çok önemli olduğu, arama motorlarında dahi böylesine fazla oranda sayısal değerlerle yanıtlanması ile örneklenebilen bu kavramın ne anlama geldiğini özellikle öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Algı yönetimini; çeşitli yolları kullanarak, gerçek olguları yansıtma, gerçeği gizleme ve çarpıtma, psikolojik eylemleri yönetme gibi unsurların bileşkesi olarak tanımlıyor kavramın kaşifi Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı.

bilinçaltı

Algı Yönetimine Etkiyen Alanlar

Algılama yönetimi, aslen başta siyaset olmak üzere psikoloji, sosyoloji, felsefe, mantık ve teknoloji gibi pek çok bilim alanında kullanılıyor olsa da ben bugün sizlere bu kavramın, "İletişim" olgusuyla bağlantısı üzerine yazacağım.

Algı yönetimi, iletişimi yönetmektir arkadaşlar aslında. İletişim kavramına kısaca değinmek gerekirse, sözlü veya yazılı suretle insanlar arası ilişkilerde var olan bir gerçeklik olarak tanımlayabilirim. İletişimi yönetebilen, karşılıklı bilgi alışverişinde veya tek taraflı bilgi aktarımlarında mutlak kontrolü elinde bulundurabilen birey, karşısındaki kişi ya da kişilere üstünlüğünü hissettirebilmiş, yönlendirebilme özelliğine sahip, algı yönetimini uygulayabilen insan demektir.

Blogculuk ve Blog Yönetimine Yansımaları

Gelelim algı yönetiminin, blogculuk ve blog yönetimine olan etkisi ve blogger dünyası  üzerindeki izlenimlerine arkadaşlar. Nedir bu algı yönetimi ile blogger arasındaki ilişki?

Daha önce de belirttiğim gibi algı yönetimi; iletişimi, yani insanlar arası ilişkileri yönetmek idi. Bu da blog yönetimi ile doğrudan ilişkilidir. Blog dünyasında yayımcılık yapan, içeriklerini paylaşan blogger'larımız da ister istemez diğer insanların, okurların, ziyaretçilerin algısını yönetebilmektedirler. Yazılan makalelerin, okurlar üzerinde kesin olmamak kaydıyla, o içerik kapsamındaki ana fikre bir kayma ve yönlendirme gibi özellikleri olduğu muhakkaktır.

Ben, içerik paylaşımcısı olarak blogumda bir makale yayınladığında, eğer o konu sizin üzerinizde bir etki bırakmanın yanında, sizi o hususlarda yönlendirebiliyor ve fikirlerinizi, düşüncelerinizi bir nebze olsun şekillendirebiliyorsam, işte o an algınızı yönetebiliyorum demektir. Bu durum, yalnızca blogculuk dünyasında geçerli olmamakla birlikte, teknolojinin ve internet dünyasının neredeyse tüm safhasında, her bir adımında algılama yönetimi olarak kendini bariz olarak hissettirebilmekte ve görüşleri etkileyebilmektedir.

Son Söz

Biz blogger'lar olarak -ki kendimi henüz sizler kadar profesyonel addetmiyorum- paylaşımlarımızı sunduğumuz okurlarımıza, içeriksel olarak algılarını yönettiğimiz eylemlerimizi, olumlu veya olumsuz gerçekleştirirken, kesinlikle saygı ve insani kurallar çerçevesinde icraata dökmeliyiz diye düşünüyorum.

Sizin, algı yönetimi ve blog dünyası arasındaki ilişkiyi betimleyen yorumlarınız varsa memnuniyetle beklerim. Teşekkürler.

Faydalanılan kaynak: http://www.caginpolisi.com.tr/eski_sitemiz/116/33-34-35-36-37-38-39-40.htm

 

Yazar Hakkında: Muhammed ÖZER, 1985 Ankara doğumluyum. Bilişim teknolojileri dünyasında iki buçuk yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteriyorum, blogculuk alanına ise yaklaşık iki buçuk aydır aşinayım. Teknoloji ve blogger konuları ağırlıklı olmak üzere, kişisel içeriklerimin yanında yaşamdan çeşitli kesitleri blogumda siz değerli okuyucularım ile paylaşıyorum.

Blog Adresim: http://www.cerezlerim.com/

Facebook: https://www.facebook.com/cerezlerim

5 Mart 2014 Çarşamba

Blog Yazarlığı Meslek Olur Mu?

Gerek insan kaynakları uzmanlarından, gerek de dijital pazarlama sektörünün önde gelenlerinden son zamanlarda sıkça duyduğum bir cümle var. “Blog yazarlığı bir meslek olacak!”

”Tam zamanlı blog yazarı aranıyor” ilanlarını görmek veya “ne iş yapıyorsun” sorusuna gelecek “blog yazarıyım” cevabını duymak bizim jenerasyona kısmet olur mu bilemiyorum ama bu konuda ileride büyük gelişmeler yaşanacağından ben de eminim.

Zira bireysel olarak blog okuma ve yazma konusunda son 10-15 yılda büyük aşama kaydettik. İlk olarak 2002 yılında üniversitede tanıştığım blog kavramını o güne kadar hiç duymamıştım. Bugün ise o yaşlardaki neredeyse her insanın en az bir blog yazma tecrübesi olmuş veya takip ettiği birçok blog var. Bu değişim çok değil 10-12 senede oldu işte.

Peki blog yazarlığının meslek olması ya da tam zamanlı bir iş olması için bireysel kullanımdaki bu farkındalık yeterli mi? Bence bireyler kadar markalar ve kurumların da vizyonunu genişletmesi gerekiyor.

blog yazarlığı
Marka ve kurumların kendi bloglarını oluuşturmaları, ciddiye almaları, bloglarını bir iletişim, satış ve bağlılık silahı olarak kullanmaları blog yazarlarına kadro açmalarını beraberinde getirecektir.

Türkiye’de markalar, henüz blgger kadroları açmasalar da blogların gücünü fark etmiş olmalılar ki son yıllarda bloggerlarla iş birliğine gitmeye başladılar. Bu sayede bloggerlar düzenli olmasa da hatırıı sayılır gelirler elde edebliyorlar.

Markaların yanı sıra e-ticaret sitelerinin de bloglara fazlasıyla ihtiyacı var. Satışlarını arttırmak için blog yazarlarıyla iş birliğine gidecekeri gibi SEO için kendi bloglarını yazmalılar. Eğer e-ticret sitesi bünyesinde SEO ve içerik konusunda meleke sahibi birileri yoksa, kariyer sitelerine “blog yazarı aranıyor”  şeklinde ilan vermeleri çok doğaldır. Bu da blog yazarları için bir iş fırsatı demektir.

Peki blog yazarları e-ticaret sitelerinin bloglarına neler yazar? Veya bire-ticaret sitesinin blogunda neler olmalı?

Bu soruyu yanıtlarken, bu yazının sponsoru olan Mark-ha’nın blogundan örnekler verelim isterseniz.

- Günümüzde en etkili satş & pazarlama taktiklerinen biri olarak gösterilen “öğretme”yi blog kullanarak uygulayablirsiniz. Örneğin Mark-ha’nın blogunda elbise mayo alırken veya tesettür mayo alırken nelere dikkat edilmesi gerektiği ile ilgili pratik bilgiler yer alıyor.

 

- Marka veya e-ticaret sitelerinin bloglarında müşterinin ürün seçimini kolaylaştıracak  içerikler de yayınlanması gerekir. Mark-ha blogda, ürün seçiminde işe yarayacak pratik bilgiler ile ölçü belirleme ile ilgili yardımcı içeriklere de yer verilmiş.

- Bu tür blogların olmazsa olmazları yeni ürünlerin tanıtımı ve kombin önerileridir. Örneğin Mark-ha’ya yeni bir bayan pijama takımı eklendiğinde hemen bir blog yazısı hazrlanarak ürün hakkında bilgi veriliyor. Bu sayede hem müşteri bilinçlendiriliyor, hem de sitenin SEO performansı arttırılıyor.

Son olarak ileride blog yazarlığını meslek haline getirmek isteyen kişisel blog yazarlarına bir öneride bulunmak istiyorum. 2 türlü içerik vardır; okuyucu için üretilen ve arama motorları için üretilen. Kişisel bloglarınızda okuyucu için içerik üretme konusunda kendinizi fazlasıyla geliştirmiş olabilirsiniz. Fakat ileride  markaların veya e-ticaret sitelerinin blogları için içerik üretecekseniz, işin arama motorları kısmında da kendinizi geliştirmeli ve bu üreteceğiniz içeriklerde bu ikisi arasındaki dengeyi iyi tutturmalısınız.

3 Mart 2014 Pazartesi

Hazır Sosyal Paylaşım Eklentileri

Hayatımızın önemli bir parçası haline gelen sosyal medyayı, bloglarımıza da çeşitli şekillerde entegre etmemiz gerekiyor. Gerek ziyaretçi getirmesi, gerek de Google’a sinyaller göndererek yazıların hızlı indexlenmesini ve SERP performansını arttırması açısından, sosyal paylaşım butonları blogların olmazsa olmaz eklentilerinden.

Blog yazılarını okuyan kişilerin, bu yazıları kolayca sosyal medyada paylaşmasını sağlayan butonlara olan ihtiyaç ve talep artınca, bu butonları kolayca oluşturmanızı ve blogunuza eklememizi sağlayan siteler de artmaya başladı. Bunlardan en popüler 4 tanesini sizlere tanıtmak istiyorum.

1. AddThis

Bu alandaki en eski 2 siteden biri olan AddThis, kendini güncellemeyi başardı ve şuanda kullanıcılara sunduğu 5 farklı sosyal eklentisi var.Bunlar:


- Paylaş butonları: 4 yatay, 3 de dikey versiyonu olan paylaşım butonlarını özelleştirerek hangi butonların gözükmesini istediğinizi belirleyebiliyorsunuz.

Addthis paylaş butonları
- Takip butonları: Sosyal apğlardaki hesaplarınıza link vererek kullanıcıları buralara yönlendrmenizi sağlayacak takip butonlarını AddThis ile kolayca oluşturup blogunuza ekleyebiliyorsunuz. Yatay ve dikey versiyonlarda büyük ve küçük ikon seçenekleri var.

addthis takip et butonları
- Hoşgeldin çubuğu: Blogunuza girildiğini sayfanın üst tarafında açılan ve içerisine istediğiniz sosyal ağın takip ya da paylaş butonları ile istediğiniz sayfaya link ekleyebileceğiniz, bir nevi “call to action” barı diyebiliriz. Renkleri de blogunuzun tasarımına uygun hale getirebiliyorsunuz.

addthis hoşgeldin barı


- Trend içerikler: Günün, haftanın veya ayın en çok paylaşılan içeriklerini listeyen bu eklentiyi kullanabilmeniz için AddThis paylaş butonlarını blogunuz eklemiş olmanız gerekiyor. O butonlar ayyesinde en çok paylaşılan yazılar otomatik hesaplanıyor ve ziyaretçiye “trend” olarak öneriliyor. Kaç yazı gösterileceğini ve görünümünü belirleyebiliyorsunuz.

addthis trend içerikler


- Akıllı katmanlar: Blogunuzu tek tıklamayla ekleyebileceğiniz 4 farklı katmandır. İsterseniz hepsini ekleyebilir, isterseniz işinize yaramayacakları kaldırabilirsiniz. Neler bu katmanlar? Sağ üst köşede açılır kapanır takip butonları, sayfayla hareket eden paylaş butonları, sayfayı aşağı kaydırdığınızda otomatik açılan öneri kutusu ve sayfanın en altında önerilen içeriklerin yer aldığı 4 adet kutu. Demoyu incelemek için burayı ziyaret edebilirsiniz.

addyhis smart layers

 

 

2. ShareThis

AddThis’le birlikte en eski sitelerden biri olan ShareThis’in sosyal paylaşım butonlarını 3 adımda blogunuza kolayca ekleyebilirsiniz.

1. adımda sitenizin hangi platformda olduğunu seçmeniz istenir.
2. adımda butonların stilini seçmeniz istenir. 3 farklı stilden birini seçebilirsiniz.
3. adımda ise hangi butonların yer almasını istediğinizi belirlersiniz.

sharethis

Son olarak get the code butonuna basarak kodunuzu ve blogunuza nasıl eklemeniz gerektiğini görebilirsiniz.

3. Flare

En yeni ve en ilginç sitelerden biri olan Flare ile sosyal paylaşım butonlarını blogunuza eklemek eğlenceli ve çok kolay. Çok şık ve orijinal bir tasarıma sahip  olan Flare sosyal paylaşım butonlarını yazı başlığının altına mı, yazının sonuna mı, ortaya mı, sağa mı, sola mı ekleyeceğinizi ayarladıktan sonra sürükle bırak tekbiği ile kolayca blogunuza ekleyebiliyorsunuz.

flare
Flare’de ücretsiz hesap açtıktan sonra +New butonuna tıklarak yeni bir flare oluşturmaya bşlayabilirsiniz. Gösterilecek sosyal paylaşım ikonlarını, blogunuzun neresinde gözükmeceğini ve renklerini anlık olarak blogunuzun üzerinde görebilirsiniz. Son haline karar verdikten sonra da blogunuza uygulayabilirsiniz.

4. Markerly

Sadece blog yazılarınızın değil, blogunuzdaki resimlerin ve yazının içerisindeki belli bir yerin sosyal ağlarda paylaşılmasını da sağlayan Markerly, bu özelliği diğerleri arasında ön plana çıkıyor.

markerly

Markerly’nin widget oluşturma sayfasına gittiğinizde sayfa, görsel ve metin paylaşım butonlarından hangilerini istediğinizi ve renklerini seçtikten sonra size verilen kodu blogunuzun </body> taginin üstüne eklemeniz yeterli.

28 Şubat 2014 Cuma

Neden Misafir Yazarlık Yapıyorum

Bu yazı, Srgz Blog’un sahibi Vural Egemen Sarıgöz arafından Blog Hocam için yazıılmıştır.

Bildiğiniz gibi Blog Hocam'da ve daha bir çok blogda misafir yazar olarak yer alıyorum. Daha önceki yazılarımdan birisini mutlaka okumuşsunuzdur. Üretkenliğin az olduğu, kopyala/yapıştır mantalitesi ile siteler,bloglar yönetmeye çalışanların cirit attığı bir mecrada yazı yazabilmenin bir maharet olduğunu düşünüyorum.

Bir çok arkadaşımdan ''misafir yazar olarak başkalarının blogunda yayınladığın yazıları kendi blogunda yayınlasan daha iyi olur'' diyenlere rastlıyorum. Hatta bir arkadaşım bu konuda beni ikna etmek için neredeyse yarım sayfadan fazla bir mail göndermiş.

Fikrim değişmedi, değişmeyecek!

Blog Yazarı olarak 2006 yılından bu yana internette çeşitli yazılar yayınlıyorum. Bunların içerisinde siyasi olanlarda var , blog yazarlarına faydalı olabilmek adına kaleme alınmış yazılarda var. Bundan sonra yine aynı şekilde sevdiğim bloglarda,takip ettiğim bloglarda misafir yazar olarak yer almaya devam edeceğim. Bir arkadaşımın bloguna içerik desteği sağlamışım çok mu?

Neden Misafir Yazarlık Yapıyorum?

Misafir blogculuk üzerine bir çok makale okuduk/okudunuz. Bunların hepsinde misafir yazarlığın olumlu yanlarını gördük. Olumsuz yanı yok mu diyecek olursanız, bana göre olumsuz hiç bir yanı yoktur. Kendi blogunda yayınlasan daha iyidir diyenlerin paylaşımcılıktan ve hep banacılıktan başka gayeleri yoktur.

Misafir yazarlığın iki çeşit artısı vardır. Maddi ve manevi...

Maddiyatta şunları sıralayabiliriz.

  • Bir başka blogda misafir yazar olarak yazınızın yayınlanması durumunda o yazıdan dolayı blogunuza ziyaretçi gelecek ve ziyaretçi sayınız artacaktır.
  • Belki bu gelen ziyaretçiler arasından sadık okuyucular çıkacak ve sizi günlük olarak takip edeceklerdir.
  • Daha önce sizi duymayan insanlara isminizi fısıldamış olacaksınız.
  • Yazdığınız yazıda en az kendi blogunuza bir link vereceğiniz için bu size backlink kazandıracaktır.
  • Kendi blogunuzun iştigal konusu ile alakalı yazmak zorunda değilsiniz. İstediğiniz yazıyı yazıp uygun bir blogda yayınlanmasını sağlayabilirsiniz.Başka konulardaki fikirlerinizi de beyan etme şansı bulabilirsiniz.
İşin bir de maneviyat boyutu vardır ki maddiyattan daha önemlidir.

Maneviyatta şunları sıralayabiliriz.

  • Yeni blog yazarları ile tanışır , yeni dostluklar kurarsınız.
  • Yeni ortamlar keşfedip , yeni yazarların yeni yazılarını okursunuz.
  • Bir başka blog yazarının içerik üretmesine katkı sağlarsınız.
  • Başka blog yazarlarına örnek olursunuz.
  • Daha çok kişinin yazınızı okuduğunda mutlu olursunuz.
  • Misafir yazı da yazım kurallarına ve hitap şekillerine dikkat eder, bunu alışkanlık haline getirirsiniz.
  • Yazınızın altına yapılan yorumları cevaplayarak okuyucularla iç içe olursunuz.
  • Sizden yazı yazmanızı isteyen birine isteğini yerine getirmenin mutluluğunu yaşarsınız.
  • Kendinizden başka biri için bir şeyler yapmanın huzurunu tadarsınız.
  • Bildiklerinizi daha fazla kişiye aktarma imkanı bulduğunuz için sevinir ve kendinizi iyi hissedersiniz.
Blogunuza hem misafir yazar kabul edin, davet edin hemde başka bloglarda misafir yazar olarak yerinizi alın. Srgz Blog'da misafir yazar olarak yer almak isterseniz vuralege[at]gmail.com adresinden iletişime geçebilirsiniz.

Srgz Blog Yazarı Vural Egemen Sarıgöz'ün blogunuzda misafir yazar olarak yer almasını isterseniz yine mail adresimden davet edebilirsiniz. ''Davete icabet sünnettir'' ilkesi ile en kısa zamanda yazıyı size ulaştıracağımdan emin olabilirsiniz.

Bu yazıyı okuduktan sonra en az bir tane yazı yazıp bir blog yazarı arkadaşınızın blogunda yayınlamanızı rica ediyorum.

İyi bloglamalar dilerim.

Vural Egemen Sarıgöz

27 Şubat 2014 Perşembe

Her an, Her yerde, Herkese daha fazla Hürriyet!

Hürriyet Dünyası mecralarına reklam vermek artık çok kolay!


Gazetede, webde, tablette, mobilde ve sosyal medyada her gün 6,9 milyon insanın yolu Hürriyet Dünyası’ndan geçiyor.

Her gün 1,6 milyon kişiye erişen Hürriyet Gazetesi’ne artık tek bir sayfa üzerinden reklam vererek mesajınızı hedef kitlenize en etkili şekilde ulaştırabilirsiniz. Hürriyet Reklam Grubu size en uygun planlamayı ve rezervasyon hizmetini sağlayarak reklamınızı en etkin şekilde tüketici ile buluşturur. Hürriyet Dünyası, Türkiye’nin en çok okunan gazetelerden birine sahip olmasının yanısıra; internet dünyasında da Türkiye'nin en etkin ve en yenilikçi portalleriyle reklam veren için dev bir içerik ağı sağlamaktadır.

Hürriyet Gazetesi’nde yerinizi almak için; http://reklamver.hurriyet.com.tr/gazeteye-ilan-ver.html adresinden; her biri kendi alanında uzman olan internet siteleri üzerinden hedef kitlenize ulaşmak için ise http://reklamver.hurriyet.com.tr/internete-ilan-ver.asp adresinden Hürriyet Reklam Grubu’na ulaşabilirsiniz.


Hürriyet e-Gazete

Hürriyet’i geleneksel gazete formatında tabletten veya akıllı telefondan okumak isteyenler için hazırlanmış olan Hürriyet e-Gazete Uygulaması; ana gazete ve yayınlanan tüm ek sayfalarına dijital ortamda erişme şansı vermektedir. Uygulama bugün, Türkiye’nin en çok okunan tablet gazetesidir. Toplamda ücret ödeyen abone sayısı, ücretsiz rakiplerinin ulaştığı rakamları geride bırakmıştır. Ertesi gün bayide yerini alacak gazeteye, her gün saat 00:00’da erişme imkanı sağlayan Hürriyet e-Gazete Uygulaması, IOS, Android ve Windows 8 platformunda yer almaktadır.


Hürriyet Tablet

 

Hem ertesi gün bayide yer alan gazetenin içeriğine hem de tablete özel haber, video ve fotoğraflara ulaşma şansı veren Hürriyet Tablet Uygulaması, kullanıcı dostu bir ara yüzle tasarlanmıştır. Her gün 20:00’da güncellenen uygulama, görsel zenginliğin yanısıra Hürriyet'in en beğenilen köşe yazarlarını, Spor Servisi'nin hazırladığı zengin spor sayfalarını, gündemi belirleyen haberleri ve birbirinden renkli Kelebek, Cumartesi, Pazar ve Seyahat ekleri içeriğini tablete özel bir şekilde okuma imkanı sağlamaktadır.

Hürriyet Çocuk Kulübü       


Hürriyet Çocuk Kulübü, 7-14 yaş hedef kitlesine sahip; spordan sanata, güncel konulardan eğlenceye, teknolojiden bilime kadar pek çok alanda düzenli haberler yapan bir tablet uygulaması ve internet sitesidir. Kulübün 12 adet çocuk ve genç yazarı vardır. Tablet uygulamasının içinde ve Hürriyet Çocuk Kulübü internet sitesinde oyunlar, yarışmalar, makaleler, eğlenceli videolar, çocuk ve gençlerden gelen haberler yer alır. Tablet uygulamamız haftalık yayın yapan, ama aynı zamanda güncel olan ücretsiz bir uygulamadır.

Hürriyet Tablet veya Hürriyet e-Gazete üzerinden hedef kitlenize ulaşmak için http://reklamver.hurriyet.com.tr/tablete-ilan-ver.html adresinden Hürriyet Reklam Grubu’na ulaşabilirsiniz.

Türkiye'nin en etkin mecralarından biri olan Hürriyet Gazetesi'nde Türkiye veya bölge baskılarında seri ve sosyal ilan verebilirsiniz.

Eleman İlanı (Gazetenin Türkiye ve Bölge eklerine Eleman İlanı, Hürriyet IK gazetesine Eleman İlanı), emlak ilanı (satılık veya kiralık ev, işyeri, yazlık, arsa, gayrimenkul, konut, devre mülk ilanı), vasıta ilanı (satılık veya kiralık araba, iş makinesi, kamyon, otobüs, minubüs, motosiklet ilanı), kayıp ilanı, nakliye ilanı, ders verme ilanı, satılık eşya ilanı veya eşya arayanlar kategorilerinde ve sosyal ilan (Doğum, vefat, anma, baş sağlığı Teşekkür İlanı) vermek istiyorsanız, http://reklamver.hurriyet.com.tr/seri-ilan-ver.html adresinden Hürriyet Reklam Grubu’na ulaşabilirsiniz.

Insert Kullanımı

Hane halkının her bireyine ulaşan, başlı başına bir mecra olma özelliğiyle etkin bir pazarlama ve iletişim aracı olan insert uygulaması ile gazetede, hafta içi ve sonunda ürünlerinizin, hizmetlerinizin tanıtım ve pazarlamasını yapabilirsiniz. Firmanızı veya ürününüzü tanıtmak amaçlı broşür / insert’ün Hürriyet Gazetesi ile birlikte dağıtılmasını istiyorsanız, Hürriyet Gazetesi’ne http://reklamver.hurriyet.com.tr/insert-ilan-ver.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Hürriyet Dünyası’nın tüm mecralarına reklam vermek için Reklamver.Hurriyet.com.tr adresine tıklayın. Reklamınız hedef kitlenize en etkin şekilde, her an, her kanaldan ulaşsın. 
 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

26 Şubat 2014 Çarşamba

GCMPartner İle Blogunuzundan Para Kazanın

Blog yazarlığı keyifli bir hobi olmasının yanında fırsatları değerlendirdiğinizde kazançlı bir işe de dönüşebiliyor. Bugüne kadar blogunuzdan para kazanmanızı sağlayacak pek çok yöntem tanıttım ama içlerinde en keyifli olanı ve en çok kazandıranı Affiliate Marketing diyebilirim.

Bu yazımda çok kazançlı ve çok güvenilir bir ortaklık programı olan GCMpartner’ı tanıtmak itiyorum.

gcmpartner ortaklık programı
GCMpartner Nedir? Nasıl Kazandırır?

Aslında GCMpartner’dan önce GCM Forex’ten bahsetmemiz gerekiyor. Çünkü GCMpartner, GCM Forex’in ortaklık programının ismi. GCM Forex, parite, petrol, altın, endekslerin alım ve satım fiyatlarından forex işlemler yapılan SPK denetimli bir aracı kurumdur.

GCMpartner ise bu şirketin CPL (Cot Per Lead) yani üyelik başına ödeme yapan affiliate modeliyle blog yazarlarına para kazandıran ortaklık programının ismidir. Blogunuza ekleyeceğiniz hazır araçlar, bannerlar veya linkler ile demo üye yapacağınız kişi başına gelir elde edebilirsiniz.

Ayrıca GCMpartner’da subaffiliate yani alt ortaklık programı da mevcut. Bu ne demek? Sizin referansınızla üye olan blog kişilerin kazancının %10’u kadar ekstra gelir elde edebilirsiniz.

GCMpertner’a Üyelik Ve Affiliate Link Oluşturma

GCMPartner’a üyelik çok basit ve ücretsiz. Buraya tıklayarak üyelik formunu doldurmanız yeterli. Hiç bir aktivasyon veya zorlayıcı işleme gerek kalmadan hesabınız birkaç saniyede oluşturuluyor.

gcmpartner

Üye olduktan sonra size özel bir kullanıcı paneli açılıyor. Burada kazançlar, gösterimler ver tıklamalarla ilgil istatistiki bilgileri anlık olarak görebilirsiniz. Arayüzü sade ve dili Türkçe olduğu için, kullanıcı panelini kolayca kullanılabilirsiniz .

 

Bu panelde blogunuza yerleştitrmek üzere banner ve text reklamları oluşturabilirsiniz. Bu reklamlar üzerinden GCM Forex’e üye olan kişi başına belli bir ücret alacaksınız.

Ayrıca hazır GCM araçlarını blogunuza ekleyerek hem ziyaretçilerin ilgisini daha çok çekebilir, kazancınızı arttırabilirsiniz.

Kazançlar Ve Ödemeler

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki GCMpartner’a illegal içeriğe sahip olmayan tüm blog yazarları ve online pazarlama ile ilgilenen internet kullanıcıları katılabilir. Fakat ekonomi, finans, borsa, para konulu blogların kazancının daha yüksek olacağı aşikardır. Küçük bir örnekle kazanç hesaplaması yapalım.

Yaptığınız üye başına kazanacağınız ücret 5’a kadar çıkmakla birlikte kişiden kişiye ve blogdan bloga değişmektedir. Günde 10 kişiyi üye yaptığınızı ve üye başına 1$ aldığınızı düşünürsek ayda ayda 300$ yapar. Alt ortaklık programı ile 5 blogger arkadaşınızın da aynı para kazandığını ve bunlardan %10 ekstra gelir elde ettiğinizi düşündüğümüzde buradan da 150$ kazanırsınız. Yani aylık kazancınız 450$ olur. Hiç fena değil :)

Gelelim ödemelere. Ödeme için her ortaklık programında olduğu gibi bir alt limit var. Toplam kazancınız 50$’a ulaştığında ödeme talep edebiliyorsunuz. Ödemeler her ayın 10’ında banka hesabınıza EFT ile gönderiliyor.

Önemli bir not olarak, üyelikler tamamen gerçek bilgiler ile oluşturulmuş olmalı ve 18 yaş üzeri olması gerekiyor, ödeme yapılmadan önce bu demo üyelikler kontrol edilmekte.

GCMPartner’dan Daha Fazla Kazanmak İçin Neler Yapılabilir?

Bannerları ve text reklamlarını blogunuza ekleyerek insanların üye olmalarını beklemek bir pasif gelir yöntemidir ancak kazancınızı arttırmak için biraz çaba göstermelisiniz. Herkes kendine özgü pazarlama stratejisi geliştirebilir ama ben birkaç temel ipucu vermek istiyorum.

1. Öncelikle Forex’in ne olduğunu çok iyi öğrenin ve ziyaretçilerinize öğretin. İşlem hacmi her geçen gün daha da artan Forex piyasası ile ilgili makaleleri, yazıları okuyun. Öğrendiklerinizden yola ççıkaracak ziyaretçileri bilglendirici içerikler üretin. Kısacası insanlara Forex’i güzel anlatan yazılar yazın.

2. Üyelik çalışmalarınızı sadece kendi blogunuz üzerinden yapmak zorunda değilsiniz. Diğer bloglara konuk yazar olarak, forumlarda konu açarak, sosyal medya platformlarını kullanarak daha fazla kişiye ulaşabilir, kazancınız arttırabilirsiniz.

3. GCMpartner’ın site sahipleri için geliştirdiği araçlardan mutlaka faydalanın. Bu araçlar ziyaretçilerin ilgisini ve dikkatini çekeceğinden “bu nedir?” diye merak edecek, araştıracak, belki de üye olacaklar.

4. Finans, ekonomi, para, borsa gibi konularda yayın yapan site sahiplerini bularak onları alt ortağınız yapmaya çalışın. Çünkü nların kazancı muhtmelen sizden daha yüksek olacaktır. Onların kazancından elde edilece %10 ekstra gelir belki de sizin kendi kazancınızdan fazla olacaktır.

Herkses bol kazançlar!