24 Ekim 2014 Cuma

Allianz Kurumsal İletişim’de Fark Yaratmış!

Blog Hocam’ın sloganında da belirttiğim gibi 3.5 senedir üzerinde durduğum esas konu “daha iyi bir blog sahibi olmak”. Blogunuzu geliştirmek için bugüne kadar yüzlerce ipucu ve yöntem paylaşmışımdır. Fakat türü ve konusu ne olursa olsun her blog için geçerli bazı temel kavramlar olduğunu düşünmüşümdür her zaman. Neler mi? Fark yaratmak, doğal olmak ve iletişim kurmak. Bana göre bu üç kavram iyi bir blog/blogger olmanın temelidir. Tasarım, SEO, blog araçları gibi detaylar bu 3 temelin üzerine inşa edilmelidir.

 

Fark yaratmak, doğal olmak ve iletişim kurmak… Üzerinde durduğum bu üç kavramın gerekliliği sadece bloglar için değil, iş dünyasında pek çok sektörde başarılı olabilmek için de geçerli değil midir? Gıdadan, tekstile, inşaattan, medyaya kadar şirketlerin ve markaların stratejilerini incelediğinizde fark yaratan, doğal olan, hedef kitlesiyle iyi iletişim kuranların her zaman göz önünde ve başarılı olduğunu görürüz.

 

Blogların ve blog dünyasının, gerçek hayatla pek çok bağlantısı olduğunu iddia etmiş, gerçek hayattan aldığım ilhamları ve karşılaştığım başarı hikayelerini blog yazarlığına da uygulayarak hem öneri, hem olarak sizlerle paylaşmış, hem de bizzat kendi blogumda uygulamaya çalışmışımdır.

 

Yine sizlere ilham olması ve örnek teşkil etmesi açısından son zamanlarda sosyal medyada çok sevilen ve fenomen olma yolunda ilerleyen bir proje ve marka iletişim stratejisinden bahsedeceğim.

 

Söz konusu firma Allianz Türkiye ve sektör hepinizin bildiği gibi sigorta sektörü. Çoğumuz sigorta sektörü ve firmalarıyla genellikle zor zamanımızda yani işimiz düştüğünde tanışırız. Ve genellikle bu firmalarla kafamızda soru işaretleriyle çalışmaya başlarız. Peki bir sigorta şirketi dikkat çekmek, insanların kafalarındaki soru işaretlerini kaldırmak, faaliyetlerini daha iyi anlatmak için neler yapabilir?

 

Sorunun cevabını aslında yukarıda verdim. Üç temel kavram olan fark yaratmak, doğal olmak ve samimi bir diyalog kurmak üzerine iletişim stratejisi belirleyerek bu doğrultuda hareket etmek. İşte Allianz Türkiye de tabiri caizse içine kapanık bir sektör olan sigorta sektöründe tabuları yıkarak “dışavurumcu şirket” anlayışını sektöre kazandırıyor.

 

Allianz -2

 

İletişim stratejisi doğrultusunda yaptıkları paylaşımlar fark yaratmak ve doğallık konusunda, tüm bloggerlara adeta ilham kaynağı niteliğinde. Allianz Türkiye, şirketin tüm İcra Kurulu üyelerini en doğal halleriyle dijital dünyada paylaşarak paydaşlarına ve topluma daha yakın, sıcak ve sosyal bir marka olma hedefinde ne kadar samimi olduğunu gösteriyor.

 

Allianz -9

 

Nev-i şahsına münhasır insan Ayhan Sicimoğlu’nun sürpriz baskınını konu alan iletişim çalışması kısa zamanda çok sevildi ve Allianz’ın doğallık, şeffaflık ve farklılık üzerine kurduğu iletişim stratejisinin doğruluğunu ispatladı. Şundan eminim ki bu fikir ve proje ilerleyen zamanlarda Allianz’ın başarısını ve insanların sigorta sektörüne bakışını olumlu yönde etkileyecektir.

 

 

Bence tüm bloggerlar Allianz Türkiye’nin bu iletişim stratejisinden bir ders çıkarmalı, kendi bloglarına uygulamalılar. Nasıl ki Allianz Türkiye bugüne kadar yapılmayanı yapıp fark yaratıyorsa siz de blogunuzla fark yaratacak stratejiler geliştirmelisiniz.

10 Ekim 2014 Cuma

Arşivinizle Yapabileceğiniz 3 Şey

Muhtemelen hepinizin bildiği, basit fakat blogunuza büyük fayda sağlayacak küçük bir blog egzersizini hatırlatmak istiyorum.

 

Bazılarımız aylardır, bazlılarımız yıllardır blog yazıyor. Kimimizin arşivinde yüzlerce, kimimizin arşivinde binlerce yazı var. Çoğu emek harcanmış, değerli yazılar. Peki üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra bu değerli yazıların üzerini örecek miyiz? Elbete hayır!

 

Arşivinizi zaman zaman ziyaret ederek hem blogunuzu geliştirecek, hem konu sıkıntısı yaşadığınızda size yardımcı olacak, hem de trafiğinizi artıracak aksiyonlarda bulunabilirsiniz. Bunlar neler mi? İşte blogunuzun arşiviyle yapabileceğiniz şey:

 

arşiv

 

1. Yazılarınızı Güncelleyin

 

Eski tarihli yazılarınızda pek çok güncelleme yapılabilir. Yazıda yer alan kırık linkler düzeltilebilir, eksik veya yeni bilgi varsa ilave edilebilir, silinmesi gereken bölümler silinebilir.

 

Bunu her yazı için yapmak elbette mümkün değil ama özellikle çok okunan yazılarınızı sürekli güncel tutabilir, diğer yazılarınıza bağlantı verebilir, hatta bu yazıların içerisine reklamlar ekleyebilirsiniz.

 

Tabi işin bir de diğer boyutu var. Anahtar kelime araştırması yaptığınız ve çok fazla organik trafik hedeflediğiniz yazılarınıza Google’dan pek ziyaretçi gelmiyorsa da bu yaınızı güncelleyebilirsiniz.

 

Görseller ekleyip alt ve title etiketleri eklemek, yazı başlığını değiştirmek, yazıya anahtar kelime içeren yeni ve faydalı metinler eklemek yazınızın SERP performansını arttırabilir.

 

2. Sosyal Medyada Paylaşın

 

Çoğumuz çeşitli otomasyon araçlarını kullanarak yazılarımızı yayınlar yayınlamaz sosyal medya hesaplarımızda paylaşıyoruz. Peki sonra? Unutmayalım ki hergün yeni ve farklı kişiler sizi takip etmeye başlabilir. Bu kişlere veya yazınızı bir şekilde okumamış eski takipçilerinize hatırlatmak amacıyla eski yazılarınızı sosyal medyada paylaşabilirsiniz.

 

Bu yöntemi tüm azılarınıza uyguladığınızda, her defasında farklı başlıklar kullandığınızda ve farklı tarihlerde paylaştığınızda trafiğinizde hiç ummadığınız kadar artış olacağının garantisini verebilirim.

 

3. Yeni Bir Yazı Oluşturun

 

Hepimizin yazacak konu bulamadığı dönemler olmuştur. Bu dönemlerde arşivinizi kullanarak ve çok az zahmete girerek ilgi çekici yazılar oluşturabilirsiniz. İşte size eski yazılarınızı kullanarak yeni yazılar oluşturabileceğiniz birkaç fikir:

 

  • 2014’te en çok okunan X yazı
  • En çok yorum alan X yazı
  • Okuyucuların en çok sevdiği X yazı
  • Google’ın en çok ziyaretçi gönderdiği X yazı

 

Bu örnekler çoğaltılabilir elbete. Sizin de konuyla ilgili öneri, fikir ve deneyimlerinizi okumak isteriz. Paylşırsanız sevinirim.

8 Ekim 2014 Çarşamba

Yeni Samsung Galaxy K Zoom, kamerayı odak noktasına koyuyor

Günlük hayatınızda, seyahatlerinizde ve en önemli anlarınızda size eşlik edebilecek, hem profesyonel bir kamera, hem de telefon özelliklerini bir arada bulunduran Samsung Galaxy K Zoom ile tanışmaya ne dersiniz?

 

Samsung Electronics, kamerasıyla öne çıkan yeni akıllı telefonu Galaxy K Zoom, gelişmiş dijital kamera teknolojisi ile Samsung’un Galaxy deneyimini bir araya getiriyor. Profesyonel kalitede görsel içerik üretme yeteneğine sahip, eğlenceli ve kullanımı kolay Galaxy K Zoom; kolay çekim, gerçek ışık özellikleri gerçek optik zum ve şık tasarımıyla kullanıcılara ihtiyaç duydukları mobil çözümleri sunuyor.

 

 

Kamerayı odak noktasına alan Galaxy K Zoom’un, profesyonel bir kameranın kontrol özellikleri ve fonksiyonlarını sunan gelişmiş teknik kamera sistemi bulunuyor. Galaxy K Zoom’un göz alıcı incelik ve şıklıktaki gövdesinde bulunan, kasa içinde gizlenebilen lens teknolojisi 10x optik zum yapabiliyor. Ayrıca 20,7 megapiksellik BSİ CMOS sensör, ultra net ve ayrıntılı görüntüler oluşturuyor.

 

Düşük ışık şartlarında mükemmel sonuçlar sağlayan cihaz, hareketin neden olduğu bulanık görüntüyü önleyen Optik Görüntü Sabitleyici (OIS) özelliğine de sahip. Bu özelliklerle, cihazla optik zoom yapıldığında ve düşük ışık ortamlarında bile canlı ve net fotoğraf ve videolar (Full HD) çekebiliyor. Ayrıca cihazın Xenon flaşı, LED’lerden daha parlak bir ışık vererek görüntü kalitesini artırıyor ve doğal bir parlaklık veriyor. Bu sayede yetersiz ışık olan yerlerde bile Galaxy K zoom ile çok daha net ve kaliteli fotoğraflar çekebileceksiniz.

 

Bu kadar gelişmiş kamera özelliğinin yanında bir çok fonksiyonu da entegre eden Galaxy K zoom’un en dikkat çekici özelliklerini sizler için derledim;

 

  • Hassas ışık ve netlik dengesi sağlayan  AF/AE (Otomatik Odak/Otomatik Pozlama) Ayrımı
  • Optimize edilmiş 5 farklı filtre ayarı sunan yeni nesil Pro Suggest moduyla; farklı bir filtre uygulaması kullanmanıza gerek kalmıyor!
  • Kullanıcılara selfie çekimlerini kolaylıkla zaman ayarlı olarak yapabilme imkanı veren Selfie Alarm sayesinde çok daha güzel selfieler çekebilirsiniz.
  • Hareketli bir nesneyi odaklanarak ve net bir şekilde çekmek için geliştirilen nesne izleme özelliği ise, sizin için özel olan her “an”ı yakalayabilirsiniz!
  • Galaxy K zoom, bir Galaxy akıllı telefondan isteyebileceğiniz bütün özelliklere sahip. Bu özelliklerden Ultra Enerji Tasarrufu Modu pil tüketimini asgari düzeye indirerek yoğun bir gün içerisinde yaşayabileceğiniz şarj problemini de çözüyor.
  • S Health Lite kişisel fitness koçluğu yapıyor ve formunuzu korumanızda size yardımcı oluyor.
  • Studio uygulaması ise fotoğraf ve videoların kolaylıkla düzenlenmesini sağlıyor.

 

Bu teknik özelliklerin yanı sıra Galaxy K zoom’un tasarımı da oldukça güzel. Kompakt tasarımı sayesinde, üst düzey taşınabilirlik sunan Galaxy K zoom’un ergonomik kavrama özelliğinin yanı sıra şık ve özgün hatları, yumuşak ve rahat bir kullanım hissi veriyor.

 

Galaxy K zoom hakkında detaylı bilgi almak için http://www.samsung.com/tr/consumer/mobile-phone/galaxy-camera/galaxy-camera/SM-C1110ZKATUR adresini ziyaret edebilirsiniz.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

29 Eylül 2014 Pazartesi

Çalışmayan BH Kodları Ve Dropbox Sorunu

Son günlerde Blog Hocam’da paylştığım eklentilerin bazılarının çalışmamaya başladağını fark etmişsinizdir. Sorunun ne olduğu ve çözümüyle ilgili bir yazı yazmak için anca fırsat bulabildim. Konuya geçmeden önce buradaki eklentilerle ilgili kısa bilgi vermek istiyorum.

 

Hem kendim kodladığım, hem de hazır alıp düzenlediğim tüm eklentileri Blog Hocam’da paylaşmadan önce test blogumda mutlaka deniyorum, düzgün çalışıp çalışmadığına emin oluyorum. Paylaştığım eklentilerin hiçbirinde ne herhangi bir reklam, ne de manipüle edici bir gizli kod yoktur.

 

Gelelim son günlerde çalışmayan eklentilerin sebebine. Eklentilerin bazlarında harici javascript veya css dosyaları vardır. Bu dosyaların hepsini silinmemesi ve güvenli olması için kendi Dropbox hesabımda saklarım. Birisi bu eklentileri kullandığı zaman ilgili javascript veya css dosyası benim dropbox hesabımdan çağırılır ve çalışmaya başlar. Peki herşey normal ve kusursuz gibi gözüküken bu sorun nereden çıktı?

dropbox

 

Görmüş olduğunuz bu resim bir süre önce Dropbox ekibi tarafından bana gönderilen bir maile ait. Söylediklerine göre benim herkesle paylaştığım bu javascript, css gibi dosyalar çok fazla trafik harcadığı için askıya alınmış. Bu yüzden şuan eklentilerin bir kısmı çalışmıyor.

Fakat endişe edecek bir durum yok. Dropbox dosyaları silmedi, sadece kullanımını durdurdu. Dolayısıyla tüm dosyalar şuan bende mevcut. Bu dosyaları tek tek başka bir sunucuya yükledim ve yine herkesle paylaşıma açtım.

 

Sizin yapmanız gereken şey ise şu;

 

1. Eklemiş olduğunuz eklentide Dropbox’a ait linki bulun (https://dl.dropbox.com/…….. şeklinde)

2. Blog Hocam’da çalışmayan ekentiye ait yazıyı bulun.

3. Dropbox linkinin yerine güncellenmiş yeni linki bulun (http://yourjavascript.com/……. gibi) ve Dropbox linkinin yerine onu kopyalayın.

 

Not: Çok fazla dosya olduğu için arada atladıklarım olabilir. Çalışmadığını düşündüğünüz linkler varsa veya linki değiştirirken problem yaşarsanız bu yazının altına yorum bırakın  lütfen. En kısa sürede ilgilenip yanıtlamaya çalışacağım.

15 Eylül 2014 Pazartesi

Instagram Fotoğrafları Bloga Nasıl Eklenir?

Bu yazı murat-aktas.com’un sahibi Murat Aktaş tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.

 

Instagram, şüphesiz sosyal medyanın en çok rağbet gören fotoğraf paylaşım sitesi. Eğer bir blogunuz varsa(özellikle fotoblog) ve sıkı bir instagram kullanıcısı iseniz fotoğraflarınızın blogunuzda görünmesini istemeniz gayet doğal. Instagram yakın zamanda bu konuda bir adım attı ve bünyesindeki fotoğraf ve videoları yerleştirme(embed) kodları ile kullanılabilir hale getirdi. Fakat gelin görün ki bunu ancak tek bir fotoğraf için yapabiliyorsunuz. Yani instagram'ın ana akışındaki gibi ızgara şeklinde fotoğraflarınızı yanyana dizemiyorsunuz.

 

Kullanacağımız araç; SnapWidget ve tam da bu sorunu bizler için çözülebilir hale getiriyor. Öncelikle online siteye gidiyoruz. Karşımıza aşağıdaki gibi bir form çıkacak.

 

instagram%2Bwidget[1]

- Username(#1) kısmına blogumuzda fotoğraflarını sergileyeceğimiz kullanıcının adını giriyoruz. İsterseniz kullanıcı adı yerine sadece belirli kelimelerden oluşan etiketleri de ekleyebiliyorsunuz.

 

- Bunu yapmak istiyorsak Hastag(#2) bölümüne istediğimiz etiketi yazıyoruz, kullanmak istemiyorsak da boş bırakıyoruz.

 

- Widget Type(#3) bölümünde de widgetimizin görünüm türünü belirliyoruz. Grid(Izgara), Board(Pano), Scrolling(Kaydırma), Slideshow(Slayt), Map(Harita) türlerinden istediğimizi seçiyoruz. Grid ve Board haricindeki diğer modları seçtiğinizde formunuz küçülüyor. Buradaki maddelerin çoğu aynı olduğu için sadece Grid ve Board türünü anlatmaya devam ediyoruz.

 

- Widget türünü seçtikten sonra Thumbnail Size(#4) kısmına her fotoğrafın hangi boyutta olmasını istiyorsak o sayıyı yazıyoruz.

 

- Layout(#5) bölümüne yanyana ve alt alta kaç fotoğraf olmasını istediğimizi yazıyoruz.

 

- Photo Border(#6) kısmında, fotoğrafların çerçeve içinde olmasını istiyorsak No diyoruz.

 

- Background Color(#7) bölümünde arkaplan rengini ayarlıyoruz. Buraya istediğiniz rengin HTML kodunu girebilirsiniz. Arkaplanın şeffaf görünmesini istiyorsanız burayı boş bırakabilirsiniz.

 

- Photo Padding(#8) bölümüne ise fotoğraf aralarında kaç piksel boşluk istediğimiz yazıyoruz.

 

- Hover Effect(#9) kısmında Fade In derseniz fotoğraflarınız biraz bulanık görünecek, fare ile üzerine gelindiğinde ise düzelecektir. Fade Out kısmı da işlemi tam tersine çevirir. Hiçbir efekt istemiyorsanız da None diyebilirsiniz.

 

- Fare ile fotoğraflarınızın üzerine gelindiğinde paylaşım butonları çıkmasını istiyorsanız Sharing Buttons(#10) kısmına Yes diyin, eğer istemiyorsanız da No.

 

- Responsive(#11) kısmı da widgetinizin açıldığı ekranın boyutuna göre ayarlanmasını sağlar. Bu nedenle Yes seçeneğini işaretlemenizde fayda var.

 

instagram%2Bwidget-2[1]

 

Daha sonra Preview(#12) butonuna tıklayarak widgetinizin ön izlemesini görebilirsiniz. Widgetin önizlemesi istediğiniz gibiyse Get Widget(#13) butonuna tıklayarak verilen kodları kopyalayın. Yerleşim> Gadget Ekle > HTML/JavaScript yolunu takip ederek kodunuzu yapıştırın ve kaydedin. Tüm işlemi doğru ve eksiksiz yaptıysanız widget blogunuzda yukarıdaki gibi gözükecektir.

 

instagram%2Bwidget-3[1]

 

Eğer instagram fotoğraflarınızı widget yerine statik bir sayfada sergilemek istiyorsanız Sayfalar > Yeni Sayfa kısmına giderek, şablonu Oluştur'dan HTML'ye çevirin ve daha önce kopyalamış olduğunuz kodları buraya yapıştırın. Sayfa başlığı kısmına "Fotoğraflarım, Instagram Fotoğraflarım" benzeri bir isim verin ve daha sonra da kaydedin. Eğer bu işlemi de eksiksiz yaptıysanız statik sayfanız yukarıdaki gibi gözükecektir. Instagram hesabınıza her yeni fotoğraf eklendiğinde buradaki liste de otomatik olarak güncellenecektir.

 

Yazar Hakkında: Murat Aktaş; kişisel blogumda başta Tarih, Edebiyat, Teknoloji ve Şiir olmak üzere pek çok farklı konuda yazılar ve makaleler paylaşıyorum. Ayrıca pek ilgilenemesem de ara sıra güncelleyebildiğim İngilizce bir Foto Blogum var. 23 yaşında bir Tarih bölümü son sınıf öğrencisiyim...

2 Eylül 2014 Salı

Blogger’da Sabit Bir Ana Sayfa Yapma

Blog dediğimiz şey yayınların en yeniden en eskiye doğru sıralandığı, her sayfada belli sayıda yayının gözüktüğü ve sayfalar arasında geçiş yapılara eski yayınlara ulaşıldığı dinamik bir web sitesi türüdür.

 

Eskiden statik web sitesi oluşturmamızı sağlayan Geocities, Tripod gibi servislerin yerini günümüzde Blogger, Tumblr ve Wordpress gibi sistemler aldı. Bu ücretsiz servisler sayesinde herkesin blog oluşturması oldukça kolay ama statik bir web sitesi oluşturmak isteyenler için artık eskisi gibi ücretsiz ve kaliteli servisler yok.

 

Dünyanın en popüler blog oluşturma esrvisi olan Blogger’da klasik bir blogun yanı sıra açılış sayfası olan, statik bir web sitesi oluşturabileceğinizi biliyormuydunuz?

 

Aşağıda göstereceğim yönntemleri ve bazı temel HTML kodlarını kullanarak Blogger’ı tek bir sayfadan oluşan siteye dönüştürmeniz mümkün.

 

1. Boş Bir Sayfa Oluşturalım

 

Blogger’da boş bir sayfa oluşturmak istediğimizde en az bir adet gadget eklemek gerektiğini belirten bir uyarı gelir. Aşağıdaki kodları incelediğinizde navbar gadgetını eklediğimizi fakat CSS kodlarıyla bu gadgetı sakladığımızı görebilrsiniz.

 

İlk örneğimizde boş bir sayfa oluşturulam ve yavaş yavaş bunu dolduralım. Boş ve sabit bir sayfa oluşturmak için Blogger kumanda panelinize girdikten sonra Şablon > HTML’yi Düzenle yolunu takip edin ve buradaki tüm kodları silerek yerine aşağıdaki kodları ekleyin.

 

<?xml version="1.0" encoding="UTF-8" ?>
<!DOCTYPE html>
<html b:version='2' class='v2' expr:dir='data:blog.languageDirection' xmlns='
http://www.w3.org/1999/xhtml' xmlns:b='http://www.google.com/2005/gml/b' xmlns:data='http://www.google.com/2005/gml/data' xmlns:expr='http://www.google.com/2005/gml/expr'>
  <head>
    <meta content='IE=EmulateIE7' http-equiv='X-UA-Compatible'/>
    <b:if cond='data:blog.isMobile'>
      <meta content='width=device-width,initial-scale=1.0,minimum-scale=1.0,maximum-scale=1.0' name='viewport'/>
    <b:else/>
      <meta content='width=1100' name='viewport'/>
    </b:if>
    <b:include data='blog' name='all-head-content'/>
    <title><data:blog.pageTitle/></title>
   <b:skin><![CDATA[
#navbar-iframe {   height:0px;   visibility:hidden;   display:none   }
body {
  font: $(body.font);
  color: $(body.text.color);
  background: $(body.background);
  padding: 0 $(content.shadow.spread) $(content.shadow.spread) $(content.shadow.spread);
  $(body.background.override)  margin: 0;
    padding: 0;
}

]]></b:skin>
  </head>
  <body>
  <b:section class='navbar' id='navbar' maxwidgets='1' showaddelement='no'>
<b:widget id='Navbar1' locked='true' title='Navbar' type='Navbar'/>
</b:section>

  </body>
</html>

 

2. Boş Sayfaya Bir Şeyler Yazalım

 

Sayfaya bir şeyler yazmak için klasik HTML kodlarını kullanacağız. Eğer HTML bilginiz yoksa şuradaki gibi online HTML editörlerinden birini kullanarak sayfanızı oluşturun ve HTML kodlarını alın.

online-html-editor

 

Resimde gördüğünüz gibi örnek bir sayfa oluşturdum ve bunun HTML kodlarını alarak Blogger kumanda panelinde Şablon > HTML’yi Düzenle bölümünde </body> kodunun üzerine ekledim. Burası çok önemli! Ekleyeceğiniz HTML kodları her zaman </body> kodunun üzerinde yer almalı.

Şablonu önizleme yaptığımızda online HTML editöründe oluşturduğumuz sayfasın aynısını görebiliriz.

 

Dikkat Edilecek Hususlar

 

- Blogger’da tüm HTML kodlarını ve HTML sayfalarını kullanmak ne yazık ki mümkün değildir. Bu yüzden bazı kodlarda uyarı mesajı ile karşılaşabilirsiniz. Bu hata mesajlarını Google’da arayarak çözüm bulabilirsiniz. Veya bu yazının altına yorum bırakırsanız ben yardımcı olmaya çalışırım.

 

- Hazır HTML şablnlarındaki css dosyalarının içindeki kodları Blogger’a eklemek isterseniz ]]></b:skin> kounun üzreine eklemelisiniz.

 

- Javascript veya benzeri bir harici dosya çağırmak için kullanılan kodları ise </head> kodunun üzerine eklemelisiniz.

 

Bu yazıyı konuyla ilgili çok mesaj geldiği için hazırladım. Umarım anlatabilmişimdir ve faydalı olabilmişimdir.

3 Ağustos 2014 Pazar

Blog Mutfağınızı Zorlamayın, Misafir Olarak Doyun

Bu yazı, HızlıAdam isimli blogun sahibi Bünyamin Kapıcıoğlu tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.

 

Geçen ay BlogHocam için yazdığım, Bloğundan Gelir Elde Edemeyenlerin Güzin Ablası başlıklı makaleden ötürü mail kutuma gelen sorulara yetişemez oldum. Dikkatimi çeken en önemli soru/sorun "Blogların spesifik olamama problemi" 

Blog yazarları özellikle bu konuda destek isteyince kolları sıvadım.

 

hizliadam

 

Buyrun Efendim. Bu Makaleyi Yan Masadan Gönderdiler.


Önceki yazımda belirttiğim gibi: bir konuda uzman görünüme sahip ve konu dışına taşmayan bloglar daha başarılı oluyor. Bunu siz de farketmiş olmalısınız. Sebebi barizdir zaten: Otomobil bloğunda yemek tarifi yayınlamanın gayet amatörce olacağını söylediğimi hatırlıyorum. Sahip olduğunuz bloğun adını "Kişisel Blog" koyarak spesifik olmanın zincirlerini kırmaya çalışmayın. Bu sadece bir şekil kaçış olacaktır. Her ne kadar kişisel blog da olsa çok iyi anladığınız konularda yazıyor olmalısınız. Bir insan herşeyi bilemez. Bildiğini iddea edercesine her telden yazılar yazmaya kalkarsa şüphesiz "samimiyetsiz" imajı çizecektir. (Özür dilerim ama öyle malesef)

 

Yazacabileceğiniz birden fazla alan var ve bu alanlar birbirinden bağımsız ise ne yapmalı?


Her konu için ayrı bir blog mu açmalı? ki buna enerjiniz yetmez. Ya da her telden çalan bir blog mu yazmalı? Bu da profesyonel olmaz. Gelin bu işe bir çözüm üretelim. Dikkat ederseniz; birden fazla konuya hakim olamazsınız demiyorum. Tabiki de onlarca farklı alanda içerik üretme yeteneğiniz ve bilginiz olabilir. Tek derdim mekan ilişkisi. "Taş yerinde ağırdır" der atalarımız. Uygun taş(makale) uygun tarlaya(bloga) gönderilirse nasıl olur sizce? Tarla sahibi olmak şart mı? Değil!


Misafir Blogculuk / Misafir Yazarlık dediğimiz sistem var ve şuan okumakta olduğunuz blog (bloghocam) bu sistemin Türkiye'deki en bilinir temsilcilerinden. Blog sahibi olan Serdar bey, bu sistemi Türkiye'de işler hale getirmek için çok emek sarf etmiş. Sonuç: Gayet başarılı.

 

Peki Siz Misafir Blogculuğa Ne Gözle Bakıyorsunuz?


Tamam; PR değeri için önemli, Tamam; blog ağımız ve arkadaş çevremiz genişliyor. Hımm... başka parmakları göreyim??? Evet. Söylediklerinizin hepsi doğru. Neticede misafir yazarlığın hiçbir zararı olmadığı gibi bir sürü faydası var. Yine de dahasını merak edenler bu sayfadan misafir yazarlığın faydalarını öğrenebilir > Misafir Blogculuk 

 

Durum böyleyken kendi blog konseptinize uymayan yazıları neden misafir olarak göndermeyesiniz ki?

 

Sizin mutfağınız o an yazacağınız konuya uygun değilse zorlamanın anlamı yok. Zaten blog konunuzla alakasız yazıları yayınlarsanız sabit takipçileriniz dahi pek fazla ilgilenmeyecektir yazınızla. Düşünsenize teknoloji bloğunu takip ediyorsunuz, sabah bir göz atayım dediniz. O da ne! "Masa örtüsü dantel örnekleri" başlıklı bir makale var. Okur musunuz? Bırakın okumayı; hayal kırıklığı yaşadığınız için küfretme ihtimalinizi bile görür gibiyim. Google amca desen zaten sevmez her telden çalan blogları. Bu durumda size organik aramalardan pek fazla ziyaretçi göndermeyecektir. Ne oldu peki? Yazmak için aç kurt gibi oturmuş fakat doyurucu sonuçlar alamamış olacaksınız. Bu yüzden bence izlenmesi gereken yol şudur:

 

Misafir Yazarlığı Verimli Kullanmak:

 

- Kendi konseptinize uymayan fakat sizin o konuda kayda değer düşüncelerinizin olduğu yazıları ilgili bloglara gönderin

 

- Takip ettiğiniz bloglara, en iyi üretebileceğiniz alanlardaki blogları da ekleyin, (Bu şekilde yazacağınız her farklı konu için en uygun bloga teklif gönderebilirsiniz)

 

- Sahip olduğunuz blogda misafir ağırlayın. (Karşılıklı çaya gitmek daha samimi ve sağlıklı olur)

 

- Eserlerinizi göndereceğiniz bloglar hakkında seçici olun. (En az sizin bloğunuz kadar kaliteli olmasına dikkat edin. Neticede yayın yaptığınız, misafir olduğunuz blog sizin için referans niteliğindedir)

 

- Misafir olduğunuz blogda yazınıza gelen yorumları takip ederek cevaplayın. (Bu davranış etkileşimi arttırır. x bloğun sabit ziyaretçisi sizin de sabit ziyaretçilerinizden biri olmak isteyebilir)

 

- Misafirlikte fayda yüklü makaleler hazırlayın. Çünkü kimse kendinizi ya da kayda değmez bir anınızı anlatın diye sizi ağırlamak istemez (Ropörtaj ve başarı hikayeleri hariç)

 

- Unutmayın. Her blog yazarı okuruna fayda sağlayacak makaleler yayınlamak ister.

 

- Misafirlikte kurabiyeleri cebinize atmaya çalışmayın. (Sırf ziyaretçiyi kendi bloğunuza çekmek istercesine yazılar yazmayın)

 

Yukarıdaki maddelere dikkat ederek bol bol misafirliğe giderseniz sonuçların herzaman lehinize işleyeceğiniz göreceksiniz. Aynı zamanda misafir olduğunuz bloğun yeni ve özgün bir makaleyi google'a indexletmesini sağlamış olacaksınız. Yani sizi ağırlayan blog yazarı da bu durumdan maximum fayda sağlamış olacaktır. Bu şekilde bloğunuz çöplüğe dönmemiş olur. Başkalarına fayda sağlamış, blog dayanışmasını desteklemiş ve sonuçlarından siz de kârlı çıkmış olursunuz. Üstelik bloğunuz spesifik olma özelliğini korurken yazılarınızı tam da hedef kitleye okutmuş olursunuz. İyi Bloglar...

 

Yazar Hakkında: Annemin anlattıkları ve benim hatırladıklarıma göre 5 yaşımdayken gazetedeki araba resimlerini makasla kesip biriktirirmişim. Bozuk para saymayı da yine 5-6 yaşımda öğrenmişim. Bu durum dedemin çok hoşuna gittiği için bana saydırmak üzere bozuk para biriktirmeye başlamış. Çelik kasadan bihaber olan ben, sahip olduğum bozuk paraları muhafaza edebilmek için konserve kutusuna benzeyen kumbaralardan almışım. 7 yaşımda ise oynamadığım oyuncaklarımı mahallede satarak ticarete başlamışım. O gün bugündür ticareti ve para kazanmayı severim. Gelirinizi arttıracak ve iş hayatınızda hızınıza hız katacak makaleler okumak isterseniz benim bloğuma da beklerim.

www.HizliAdam.com