14 Mart 2014 Cuma

KİŞİSEL BİLGİLERİNİZİ KORUMA ALTINA ALIN

LINE’da kullanıcı bilgi ve görüşmeleri 3G, 4G ve Wi-Fi dahil tüm ağlarda şifreleniyor!

Whatsapp’ın Facebook’a satılmasıyla birlikte kişisel bilgilerinin güvenliğinden endişe eden birçok kullanıcı alternatif uygulamalara yönelmeye başladı. Bu uygulamalar arasında öne çıkanlardan birisi de LINE. Uygulamada kullanıcı bilgi ve görüşmeleri 3G, 4G ve Wi-Fi dahil tüm ağlarda şifreleniyor.   LINE’ın iç denetim yönetimi alanında üç uluslararası sertifikaya (SOC2, SOC3 ve SysTrust) sahip olan ilk mobil mesajlaşma uygulaması olması da güvenlik standartlarına verdikleri önemin bir kanıtı niteliğinde.

Telefon Numaranızı Gizli Tutun

LINE’da kendinize özel bir ID belirleyerek telefon numaranızı kimselere vermeden iletişim kurabilirsiniz. Sizi LINE ID’nizi kullanarak ekleyen kişiler telefon numaranızı göremezler. LINE ID’nizi belirlemek için Diğer/Daha Fazlası > Ayarlar > Profil menüsünü kullanabilirsiniz.

Telefon numaranıza sahip kişilerin LINE arkadaşları listesine otomatik olarak eklenmek istemiyorsanız “Başkalarının Eklemesine İzin Ver” seçeneğini kapatabilirsiniz. Böylece sizi sadece LINE ID’nizi paylaştığınız kişiler ekleyebilir.


Tanımadığınız Kişilerin Sizi Rahatsız Etmesine Engel Olun

Anlık mesajlaşma uygulamaları kullananların korkulu rüyalarından birisi de yanlışlıkla alakasız bir mesajlaşma grubuna eklenmektir. LINE’da tanımadığınız kişilerin bulunduğu bir grup sohbetine davet edildiğinizde grupta bulunan kişiler telefon numaranızı göremiyor.

Tanımadığınız bir kişi size mesaj attığında LINE otomatik olarak  “Ekle”, “Engelle” ve “Şikâyet et” seçeneklerini sunuyor. Eğer size mesaj gönderen kişiyi tanımıyorsanız kolayca engelleyebiliyorsunuz.


Telefonunuz Yanınızda Olmasa Da Mesajlarınızı Koruyun

Yazışmalarınızı meraklı gözlerden korumak için LINE’a şifre koyabiliyorsunuz. Diğer/Daha fazlası > Ayarlar > Gizlilik ayarlarından “Şifre Kilidi”ni kullanarak LINE’ın her açılışta şifre sormasını sağlayabiliyorsunuz.


Ayrıca “Sohbet Odası Ayarları”ndan tüm sohbet geçmişinizi ve sohbetler içerisinde paylaştığınız tüm dosyaları tamamen silebiliyorsunuz.

Bir arkadaşınız LINE’dan size mesaj yazdığında bildirimin ekranda mesaj okunacak şekilde belirip belirmemesi ile ilgili ayarlarınızı da istediğiniz gibi düzenleyebiliyorsunuz. Bildirim ayarlarında yer alan “Önizleme göster” seçeneğini kapattığınızda, yeni bir mesaj geldiğinde ekranda gelen mesaj yerine “Bir mesajınız var!” yazısı görünüyor.


Paylaşımlarınızı Gizleyin

LINE’ı rakiplerinden ayıran bir diğer özelliği de ileti, fotoğraf, video, bağlantı gibi paylaşımların yapılabildiği, sosyal medya yapısına sahip Timeline ve Home özellikleri. LINE’daki Timeline ve Home hareketlerinizi yalnızca arkadaşlarınız görebiliyor. Ancak burada da iletilerinizin kimler tarafından görüntülenebileceğini belirleyebiliyorsunuz.

Timeline’ınızda paylaşmak istediğiniz iletinizi hazırlarken alt menünün en sağında bulunan “Kişiler” sembolüne tıklayarak iletinizin gizlilik ayarlarını yapabilirsiniz.


Nerede, Ne Zaman İsterseniz Güvenle Konuşun, Mesajlaşın!

LINE'ı tüm akıllı telefonlarda (iPhone, Android, Windows Phone, Blackberry, Nokia), tabletlerde ve hatta bilgisayarınızda bile kullanabilirsiniz.

Kullandığınız cihaza uygun LINE indirmek için: http://line.me/tr/download

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Yeni Blogculara Dost Tavsiyeleri

Bu yazı, Değmesin Yağlı Boya’nın sahibi Sevgi Hanım tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.

 

Her blog yazarı zamanla bloguyla daha ilgili daha özenli olmaya gayret içinde olmaya başlar. Blog tutmak bir bakıma günlük tutmak gibidir. Size özel olmakla beraber sizin seçtiklerinizi tercihlerinizi kısaca sizi yansıtan içeriğiyle okuyucularınıza kimliğinizi kısmen veya tamamen kişiliğinizi önplana çıkarmak demektir. Elbet bunun yazdığınız yazılara bağlı olduğu da dikkatten uzak tutulmamalı.

 

Kişisel veya genel içeriğe sahip veya bir konuya endeksli blog tutmak emek ve zaman isteyen bir şeydir. Blogunuza kattıklarınız, seçkin kaliteli ve olabildiğince özgün olmalı. Kendi diliniz kendi uslubunuz henüz oturmuş olmayabilir ancak azminizi kaybetmemeli bunları biraz da zamana bırakmalısınız.

 

yeni blogculara tavsiyeler

 

Yeni başlayanlar,yolun başında olanlara tavsiye babında dikkat etmeleri gereken şu hususları da nacizane sizinle paylaşmak isterim:

 

Blog açmadan evvel blog okuyun/gezin

 

Bir çok blog yazarı başka bir blogdan etkilendiği için blog açmaya karar verdiği bir gerçektir. Kendi blogunuzu açmadan evvel blogun türünü ve konusunu belirlemeniz, notlar almanız işinize yarayacaktır. Özendiğiniz blogdan esinlenin,özendiğiniz blogu kopyalamayın. Kopyalayarak veya özendiğiniz/beğendiğiniz blogun yaptıklarını yapmanız kısa bir süre sonra sizi blogunuzdan soğutabilir uzaklaştırabilir. Zaman alsa bile sabırlı olun. Tarzını eninde sonunda belirecektir. Sizin blogunuzun yazarı sizseniz bu zamanla mutlaka ortaya çıkacaktır.

 

Blogun görünümü

 

Blogunuzu oluştururken daha ilk adımlarda bir çok şablon örnekleriyle karşılşıp seçim yapmanız gerekecektir. İlk etapta sade bir şablon seçebilir blogunuz yayın bakımından zenginleştikçe ihtiyacınız olan eklentileri ekleyebilirsiniz. Göz yoran çoğu zaman kullanılmayan kimi zaman rahatsızlık veren hareketli renkli eklentileri tercih etmemelisiniz. Blogunuza yeni gelen ziyaretçilerinize blogunuzun ne ile ilgili olduğu, okunur olabilmesi göz rahatsızlığı vermemesine özen gösterin. Bu okuyucuya yapılabilecek bir saygı bir ikramdır adeta.

 

Yayın sıklığı/hazırlığı

 

Blogunuza girilecek yayınlarınız okuyucu tarafından okunaklı,net anlamlı ve özünden uzaklaştırmayan kavram ve cümleler içermesine özellikle dikkat etmeniz gerekir. Okuyucuyu düşündürebilirsiniz ancak konuları karıştırarak veya bir çok konuyu birden ele alarak bir yayın sunmak yorucu ve sıradanlık izlenimi verebilir, dikkat edin.

 

Dipnotlar:

 

1- Blogunuz sizindir ama okuyucu olmadan uzun soluklu bir mekan olup tutuması zordur.

Okuyucularınıza istediklerini vermelisiniz.

 

2- Farklı ve özgün olmak için araştırın,elinizden geldiği kadar not alın not edin. Ne zaman nerede işinize yarayacağını bilmemekle beraber çok faydalı bir hareket olduğunu zamanla anlayacaksınız.

 

3- Kendiniz olun. Blogunuzun sanal aleme açılmış bir pencere olduğunu unutmayın. Pencerenizi temiz tutup, çiçekler koymayı ihmal etmeyin.

 

Yazar hakkında: Değmesin yağlı boya yazarı Sevgi hanım blog dünyasında son üç yıldır aktif olan bir isimdir.,Çok blog gezen blog okuyan ve blogların daha güzel daha kaliteli olmasını seven ve arzulayan biridir. Blogunda blog tasarım hakkında geniş örnek ve tarzlar bulmak dışında faydalı bilgiler  blogunuz için çeşitli eklentilere de rastlamanız mümkün.

 

Blog:Değmesin yağlı boya

E-posta: degmesinyagliboya@gmail.com

12 Mart 2014 Çarşamba

SPAM Yorumlardan Kurtulmak İçin 2 Teknik

Blogların en keyifli ve faydalı yerlerinden biri yorum bölümleri. Blogların yorum bölümleri genelikle iyi niyetli, fayda sağlamayı, iletişim kurmayı veya yazı hakkında düşünceleri belirtmek amamçlı kullanılsa da, SEO yapmak isteyen kişilerin sadece backlink kazanmak için bıraktıkları anchor text üzerinden link içeren yorumlara da rastlıyoruz ne yazık ki. Özellikle de Blog Hocam gibi yorum moderasyonu olmayan, yani yorumların otomatik olarak onaylandığı bir blogunuz varsa, SPAM yorumlarla başınız bir hayli dertte olabilir.

Blogger tabanlı bloglar için SPAM yorumlara çözüm olabilecek 2 teknik paylaşmak istiyorum. Bu teknikler bir yorumun spam olup olmadığını anlamıyor ama yorum bölümündeki tüm linklere müdahele ediyor. Yani anchor text üzerinden link verilerek yapılan yorumlardaki linkleri kaldırıyor. Böylece spammerler emeline ulaşamıyor ve blogunuzu yorum listelerinden çıkarıyorlar. (Umarım…)

Teknikleri blogunuza nasıl uygulayacağınızı ve ne işe yardıklarını örneklerle açıklayayım.

 

Bir spammerın blogunuza “SPAM sitemize gitmek için buraya tıklayın” şeklinde bir yorum bıaktığını düşünelim. Burada spammer “buraya” kelimesi üzerinden kendi sitesine link vermiş. Amacımız ise uygulayacağımız tekniklerle spammerın linkini iptal etmek.

spam yorum

1. Teknik: Kelime Kalsın Ama Tıklanabilir Olmasın

Bu teknikle yorumdaki “buraya” kelimesine dokunmayacağız fakat buraya kelimesinin tıklanabilirliğini ortadan kaldıracağız. Yani yorum, linksiz bir yorum olacak.

spam yorum


Bu tekniği blogunuza uygulamak için Blogger kumanda panelinde Şablon > HTML’yi Düzenle yolunu takip edin ve </body> kodunun üzerine şu kodları ekleyin:

 

<script src="http://code.jquery.com/jquery-latest.min.js" type="text/javascript"></script>
<script>
$('.comment-content a[rel$=nofollow]').replaceWith(function(){return ($(this).text());});
</script>

 

2. Teknik: Link Ve Kelime Tamamen Kalksın

Bu teknikte ise link ve linkin bağlı olduğu kelimeyi yorumdan tamamen kaldırıyoruz. Yani spam yorum örneğindeki “buraya” kelimesi hiç gözükmeyecek.

spam yorum


Bu tekniği blogunuza uygulamak istiyorsanız yine Şablon > HTML’yi Düzenle yolunu takip edin ve ]]></b:skin> kodunun üzerine aşağıdaki kodları ekleyin:

 

.comment-content a {
display: none;
}

 

Not: Bu kodları blogunuza uyguladığınız eski ve yeni tüm yorumları etkileyeceğini hatırlatmak isterim. Tabi bu durumda siz de artık yorum bölümünde link pylaşamayacaksınız.

 

Herkese bol yorumlu bloglar dilerim :)

10 Mart 2014 Pazartesi

Optimizasyon Değil, Hümanizasyon

Blog dünyası SEO, para kazanma, dijital pazarlama, pagerank, backlink gibi kavramlarla tanışmaya başladıktan sonra boyut değiştirdi bence. Anahtar kelime ve SEO kaygısıyla yazılan blog yazılarını okuduğunuzda sanki insanlar için değil de robotlar için yazıldığı hissine kapılıyorsunuz.  Artık kişisel bloglar bile “kişisel” olmaktan çıktı. Samimiyetten uzak, sırf ziyaretçi çekmeye yönelik içeriklerle dolmaya başladı.

Öyle ki tek bir kişinin yazdığı blogu okuduğunuzda “bizi takip edin, bize ulaşın, bize reklam verin, yorumlarınızı bekliyoruz” gibi ibareler yer alıyor. “Siz” kimsiniz?  Herkes biliyor ki o yazıyı “sen” yazıyorsun. Bu da işin ayrı bir boyutu.

Arama motoru optimizasyonu hakkında hem burada, hem de diğer sitelerde pek çok kaynak var, olmaya da devam edecek. Ancak söz konusu bloglar olunca markaların ve reklamverenlerin beklentileri farklı oluyor. “Engagement” dediğimiz okuyucuyla kurulan bağ ve etkileşimin gücü önem kazanıyor. İşte burada yüzlerce, binlerce lira harcanan optimizasyon tekniklerinin hiç bir önemi kalmıyor. Devreye ilişki kurmaya ve samimiyet dayalı bir kavram olan hümanizasyon giriyor.

humanize
Blog Hümanizasyonu Nedir?

Blogunuzu nasıl arama motorları için optimize ediyorsanız, insalar için de hümamize etmeli yani insancıllaştırmalısınız. Bazılarınıza saçma gelebilir ama başarılı blogların ve blog yazarlarının başarılarının altında yatan en büyük sırlardan biri budur.

Gelelim blogunuzu insancıllaştırmak için neler yapabileceğinize.

- Yorumları Yanıtlayın

Okuyucuyla en iyi iletişim kurabileceğiniz yer yorum bölümü. Yorum bölümünün yönetimine dikkat etmenizi öneririm. Spam ve reklam yorumları silip seviyeyi korumak, okuyucuyu yorum yazmaya teşvik edebilir. Yorumlara samimi bir dille cevap vermeli ve yazacağınız cevapla tatmin etmelisiniz.

- Erişilebilir Olun

”Hakkımda” sayfanıza ve blogunuzun muhtelif yerlerine profil resminizi, e-mail adresinizi, sosyal medya hesaplarınızı koymanız, samimiyet ve iletişim açısından çok önemlidir.  “Ben buyum, buralardayım, bana istediğin zaman ulaşabilirsin” mesajını vermiş olursunuz.

- Konversiyonal Bir Dil Kullanın

Yazılarınızda, yorumlarınızda, mesajlarınızda, kısacası okuycuyla iletişim kurduğunuz her platformda samimi, konuşkan, diyalog kurarcasına bir dil kullanın. Okuyucuya karşılıklı konuşuyormuş hissini vermelisiniz. Tabi laubaliliğe kaçmamak şartıyla.

- Hikaye Katın

Teknoloji, sanat, bilim, pazarlama, işletme vs. yazınızın konusu ne olursa mutlaka kendinizden ekleyeceğiniz bir şeyler vardır. Teknik bir bilgi paylaşırken bile o bilgiyle alakalı hayatanızdan küçük bir anekdot eklemek yazıyı özgün kılacağı gibi blogunuzu hümanize edecektir. Hatta son zamanlarda pazarlama dünyasına giren  “storytelling” kavramı en etkili satış & pazarlama stratejilerinden biri olarak görülüyor.

- Google Authorship’e Geçiş Yapın
 
Google Authorship’e geçiş yaptıktan sonra, arama sonuçlarında çıkan yazılarınızda o yazının tarafınızca yazıldığı belirtilecek ve profil resminiz gözükücektir. Google Authorship arama sonuçlarına arasında dikkat çekerek tıklanma oranını arttıracağı gibi blogunuzun hümanizasyonuna da katkı sağlayacaktır.

Not: Hümanizmi hepimiz biliyoruz fakat hümanizasyon kelimesi tamamen benim uydurmam. Literatürde böyle bir kavram var mı yok mu gerçekten bilmiyorum :)

7 Mart 2014 Cuma

Algı Yönetiminin Blogger'a Şok Etkisi

Bu yazı, Çerezlerim Blog’un sahibi Muhammed Özer tarafından Blog Hocam için yazıılmıştır.

 

Sizlere bugün bu yazımda çok daha spesifik bir konu olan "Algı yönetimi" ve algılama yönetimi olarak da adlandirilabilen bu kavramın, blogculuk ve blogger dünyasında nasıl bir etki bıraktığını örnekler eşliğinde izah etmeye çalışacağım. Sürç-ü lisan edersem affola.

 

Algı Yönetimi Neyi İfade Etmektedir?

Bugün Google’a algı yönetimi yazdığımızda 532.000 sonuç çıkabilmektedir. Pek duyulmamış olan, ancak çok önemli olduğu, arama motorlarında dahi böylesine fazla oranda sayısal değerlerle yanıtlanması ile örneklenebilen bu kavramın ne anlama geldiğini özellikle öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Algı yönetimini; çeşitli yolları kullanarak, gerçek olguları yansıtma, gerçeği gizleme ve çarpıtma, psikolojik eylemleri yönetme gibi unsurların bileşkesi olarak tanımlıyor kavramın kaşifi Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı.

bilinçaltı

Algı Yönetimine Etkiyen Alanlar

Algılama yönetimi, aslen başta siyaset olmak üzere psikoloji, sosyoloji, felsefe, mantık ve teknoloji gibi pek çok bilim alanında kullanılıyor olsa da ben bugün sizlere bu kavramın, "İletişim" olgusuyla bağlantısı üzerine yazacağım.

Algı yönetimi, iletişimi yönetmektir arkadaşlar aslında. İletişim kavramına kısaca değinmek gerekirse, sözlü veya yazılı suretle insanlar arası ilişkilerde var olan bir gerçeklik olarak tanımlayabilirim. İletişimi yönetebilen, karşılıklı bilgi alışverişinde veya tek taraflı bilgi aktarımlarında mutlak kontrolü elinde bulundurabilen birey, karşısındaki kişi ya da kişilere üstünlüğünü hissettirebilmiş, yönlendirebilme özelliğine sahip, algı yönetimini uygulayabilen insan demektir.

Blogculuk ve Blog Yönetimine Yansımaları

Gelelim algı yönetiminin, blogculuk ve blog yönetimine olan etkisi ve blogger dünyası  üzerindeki izlenimlerine arkadaşlar. Nedir bu algı yönetimi ile blogger arasındaki ilişki?

Daha önce de belirttiğim gibi algı yönetimi; iletişimi, yani insanlar arası ilişkileri yönetmek idi. Bu da blog yönetimi ile doğrudan ilişkilidir. Blog dünyasında yayımcılık yapan, içeriklerini paylaşan blogger'larımız da ister istemez diğer insanların, okurların, ziyaretçilerin algısını yönetebilmektedirler. Yazılan makalelerin, okurlar üzerinde kesin olmamak kaydıyla, o içerik kapsamındaki ana fikre bir kayma ve yönlendirme gibi özellikleri olduğu muhakkaktır.

Ben, içerik paylaşımcısı olarak blogumda bir makale yayınladığında, eğer o konu sizin üzerinizde bir etki bırakmanın yanında, sizi o hususlarda yönlendirebiliyor ve fikirlerinizi, düşüncelerinizi bir nebze olsun şekillendirebiliyorsam, işte o an algınızı yönetebiliyorum demektir. Bu durum, yalnızca blogculuk dünyasında geçerli olmamakla birlikte, teknolojinin ve internet dünyasının neredeyse tüm safhasında, her bir adımında algılama yönetimi olarak kendini bariz olarak hissettirebilmekte ve görüşleri etkileyebilmektedir.

Son Söz

Biz blogger'lar olarak -ki kendimi henüz sizler kadar profesyonel addetmiyorum- paylaşımlarımızı sunduğumuz okurlarımıza, içeriksel olarak algılarını yönettiğimiz eylemlerimizi, olumlu veya olumsuz gerçekleştirirken, kesinlikle saygı ve insani kurallar çerçevesinde icraata dökmeliyiz diye düşünüyorum.

Sizin, algı yönetimi ve blog dünyası arasındaki ilişkiyi betimleyen yorumlarınız varsa memnuniyetle beklerim. Teşekkürler.

Faydalanılan kaynak: http://www.caginpolisi.com.tr/eski_sitemiz/116/33-34-35-36-37-38-39-40.htm

 

Yazar Hakkında: Muhammed ÖZER, 1985 Ankara doğumluyum. Bilişim teknolojileri dünyasında iki buçuk yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteriyorum, blogculuk alanına ise yaklaşık iki buçuk aydır aşinayım. Teknoloji ve blogger konuları ağırlıklı olmak üzere, kişisel içeriklerimin yanında yaşamdan çeşitli kesitleri blogumda siz değerli okuyucularım ile paylaşıyorum.

Blog Adresim: http://www.cerezlerim.com/

Facebook: https://www.facebook.com/cerezlerim

5 Mart 2014 Çarşamba

Blog Yazarlığı Meslek Olur Mu?

Gerek insan kaynakları uzmanlarından, gerek de dijital pazarlama sektörünün önde gelenlerinden son zamanlarda sıkça duyduğum bir cümle var. “Blog yazarlığı bir meslek olacak!”

”Tam zamanlı blog yazarı aranıyor” ilanlarını görmek veya “ne iş yapıyorsun” sorusuna gelecek “blog yazarıyım” cevabını duymak bizim jenerasyona kısmet olur mu bilemiyorum ama bu konuda ileride büyük gelişmeler yaşanacağından ben de eminim.

Zira bireysel olarak blog okuma ve yazma konusunda son 10-15 yılda büyük aşama kaydettik. İlk olarak 2002 yılında üniversitede tanıştığım blog kavramını o güne kadar hiç duymamıştım. Bugün ise o yaşlardaki neredeyse her insanın en az bir blog yazma tecrübesi olmuş veya takip ettiği birçok blog var. Bu değişim çok değil 10-12 senede oldu işte.

Peki blog yazarlığının meslek olması ya da tam zamanlı bir iş olması için bireysel kullanımdaki bu farkındalık yeterli mi? Bence bireyler kadar markalar ve kurumların da vizyonunu genişletmesi gerekiyor.

blog yazarlığı
Marka ve kurumların kendi bloglarını oluuşturmaları, ciddiye almaları, bloglarını bir iletişim, satış ve bağlılık silahı olarak kullanmaları blog yazarlarına kadro açmalarını beraberinde getirecektir.

Türkiye’de markalar, henüz blgger kadroları açmasalar da blogların gücünü fark etmiş olmalılar ki son yıllarda bloggerlarla iş birliğine gitmeye başladılar. Bu sayede bloggerlar düzenli olmasa da hatırıı sayılır gelirler elde edebliyorlar.

Markaların yanı sıra e-ticaret sitelerinin de bloglara fazlasıyla ihtiyacı var. Satışlarını arttırmak için blog yazarlarıyla iş birliğine gidecekeri gibi SEO için kendi bloglarını yazmalılar. Eğer e-ticret sitesi bünyesinde SEO ve içerik konusunda meleke sahibi birileri yoksa, kariyer sitelerine “blog yazarı aranıyor”  şeklinde ilan vermeleri çok doğaldır. Bu da blog yazarları için bir iş fırsatı demektir.

Peki blog yazarları e-ticaret sitelerinin bloglarına neler yazar? Veya bire-ticaret sitesinin blogunda neler olmalı?

Bu soruyu yanıtlarken, bu yazının sponsoru olan Mark-ha’nın blogundan örnekler verelim isterseniz.

- Günümüzde en etkili satş & pazarlama taktiklerinen biri olarak gösterilen “öğretme”yi blog kullanarak uygulayablirsiniz. Örneğin Mark-ha’nın blogunda elbise mayo alırken veya tesettür mayo alırken nelere dikkat edilmesi gerektiği ile ilgili pratik bilgiler yer alıyor.

 

- Marka veya e-ticaret sitelerinin bloglarında müşterinin ürün seçimini kolaylaştıracak  içerikler de yayınlanması gerekir. Mark-ha blogda, ürün seçiminde işe yarayacak pratik bilgiler ile ölçü belirleme ile ilgili yardımcı içeriklere de yer verilmiş.

- Bu tür blogların olmazsa olmazları yeni ürünlerin tanıtımı ve kombin önerileridir. Örneğin Mark-ha’ya yeni bir bayan pijama takımı eklendiğinde hemen bir blog yazısı hazrlanarak ürün hakkında bilgi veriliyor. Bu sayede hem müşteri bilinçlendiriliyor, hem de sitenin SEO performansı arttırılıyor.

Son olarak ileride blog yazarlığını meslek haline getirmek isteyen kişisel blog yazarlarına bir öneride bulunmak istiyorum. 2 türlü içerik vardır; okuyucu için üretilen ve arama motorları için üretilen. Kişisel bloglarınızda okuyucu için içerik üretme konusunda kendinizi fazlasıyla geliştirmiş olabilirsiniz. Fakat ileride  markaların veya e-ticaret sitelerinin blogları için içerik üretecekseniz, işin arama motorları kısmında da kendinizi geliştirmeli ve bu üreteceğiniz içeriklerde bu ikisi arasındaki dengeyi iyi tutturmalısınız.

3 Mart 2014 Pazartesi

Hazır Sosyal Paylaşım Eklentileri

Hayatımızın önemli bir parçası haline gelen sosyal medyayı, bloglarımıza da çeşitli şekillerde entegre etmemiz gerekiyor. Gerek ziyaretçi getirmesi, gerek de Google’a sinyaller göndererek yazıların hızlı indexlenmesini ve SERP performansını arttırması açısından, sosyal paylaşım butonları blogların olmazsa olmaz eklentilerinden.

Blog yazılarını okuyan kişilerin, bu yazıları kolayca sosyal medyada paylaşmasını sağlayan butonlara olan ihtiyaç ve talep artınca, bu butonları kolayca oluşturmanızı ve blogunuza eklememizi sağlayan siteler de artmaya başladı. Bunlardan en popüler 4 tanesini sizlere tanıtmak istiyorum.

1. AddThis

Bu alandaki en eski 2 siteden biri olan AddThis, kendini güncellemeyi başardı ve şuanda kullanıcılara sunduğu 5 farklı sosyal eklentisi var.Bunlar:


- Paylaş butonları: 4 yatay, 3 de dikey versiyonu olan paylaşım butonlarını özelleştirerek hangi butonların gözükmesini istediğinizi belirleyebiliyorsunuz.

Addthis paylaş butonları
- Takip butonları: Sosyal apğlardaki hesaplarınıza link vererek kullanıcıları buralara yönlendrmenizi sağlayacak takip butonlarını AddThis ile kolayca oluşturup blogunuza ekleyebiliyorsunuz. Yatay ve dikey versiyonlarda büyük ve küçük ikon seçenekleri var.

addthis takip et butonları
- Hoşgeldin çubuğu: Blogunuza girildiğini sayfanın üst tarafında açılan ve içerisine istediğiniz sosyal ağın takip ya da paylaş butonları ile istediğiniz sayfaya link ekleyebileceğiniz, bir nevi “call to action” barı diyebiliriz. Renkleri de blogunuzun tasarımına uygun hale getirebiliyorsunuz.

addthis hoşgeldin barı


- Trend içerikler: Günün, haftanın veya ayın en çok paylaşılan içeriklerini listeyen bu eklentiyi kullanabilmeniz için AddThis paylaş butonlarını blogunuz eklemiş olmanız gerekiyor. O butonlar ayyesinde en çok paylaşılan yazılar otomatik hesaplanıyor ve ziyaretçiye “trend” olarak öneriliyor. Kaç yazı gösterileceğini ve görünümünü belirleyebiliyorsunuz.

addthis trend içerikler


- Akıllı katmanlar: Blogunuzu tek tıklamayla ekleyebileceğiniz 4 farklı katmandır. İsterseniz hepsini ekleyebilir, isterseniz işinize yaramayacakları kaldırabilirsiniz. Neler bu katmanlar? Sağ üst köşede açılır kapanır takip butonları, sayfayla hareket eden paylaş butonları, sayfayı aşağı kaydırdığınızda otomatik açılan öneri kutusu ve sayfanın en altında önerilen içeriklerin yer aldığı 4 adet kutu. Demoyu incelemek için burayı ziyaret edebilirsiniz.

addyhis smart layers

 

 

2. ShareThis

AddThis’le birlikte en eski sitelerden biri olan ShareThis’in sosyal paylaşım butonlarını 3 adımda blogunuza kolayca ekleyebilirsiniz.

1. adımda sitenizin hangi platformda olduğunu seçmeniz istenir.
2. adımda butonların stilini seçmeniz istenir. 3 farklı stilden birini seçebilirsiniz.
3. adımda ise hangi butonların yer almasını istediğinizi belirlersiniz.

sharethis

Son olarak get the code butonuna basarak kodunuzu ve blogunuza nasıl eklemeniz gerektiğini görebilirsiniz.

3. Flare

En yeni ve en ilginç sitelerden biri olan Flare ile sosyal paylaşım butonlarını blogunuza eklemek eğlenceli ve çok kolay. Çok şık ve orijinal bir tasarıma sahip  olan Flare sosyal paylaşım butonlarını yazı başlığının altına mı, yazının sonuna mı, ortaya mı, sağa mı, sola mı ekleyeceğinizi ayarladıktan sonra sürükle bırak tekbiği ile kolayca blogunuza ekleyebiliyorsunuz.

flare
Flare’de ücretsiz hesap açtıktan sonra +New butonuna tıklarak yeni bir flare oluşturmaya bşlayabilirsiniz. Gösterilecek sosyal paylaşım ikonlarını, blogunuzun neresinde gözükmeceğini ve renklerini anlık olarak blogunuzun üzerinde görebilirsiniz. Son haline karar verdikten sonra da blogunuza uygulayabilirsiniz.

4. Markerly

Sadece blog yazılarınızın değil, blogunuzdaki resimlerin ve yazının içerisindeki belli bir yerin sosyal ağlarda paylaşılmasını da sağlayan Markerly, bu özelliği diğerleri arasında ön plana çıkıyor.

markerly

Markerly’nin widget oluşturma sayfasına gittiğinizde sayfa, görsel ve metin paylaşım butonlarından hangilerini istediğinizi ve renklerini seçtikten sonra size verilen kodu blogunuzun </body> taginin üstüne eklemeniz yeterli.